Bu yazı Hegel’in genel tarih felsefesi çerçevesinde uluslararası ilişkiler kuramını değerlendirmek amacını gütmektedir. Hegel, tarihi, insanların ve belli ulus ve kültürleri temsil eden devletlerin birbirlerini karşılıklı olarak tanımaları için verdikleri bir özgürlük mücadelesi olarak tanımlamıştır. Hegel’in uluslararası ilişkiler kuramı da onun özgürlük mücadelesi olarak gördüğü tarih felsefesinin içine yerleştirilmelidir. Hegel’de devletlerin birbirini tanıması esası üzerine kurulmuş ve devletlerin hem bağımsız ve özgür kaldıkları, hem de bir arada yaşamalarını mümkün kılan bir uluslararası ilişkiler kuramı vardır. Bu nedenle çağdaş toplumların özgürlük mücadelelerini modern ulus devletin sınırları içerisinde tamamlayıp tarihin sona erdiğini ileri sürmek yanlış olur. Ancak Hegel’in felsefesi uyarınca devletlerarası ilişkilerdeki özgürlük mücadelesinin gelecekte ne şekil alacağını bilmek olası değildir zira “bir felsefenin çağdaş dünyayı aşabileceğini hayal etmek, bir kimsenin Rodos’u sıçrayıp aşabileceğini sanmak kadar saçmadır”.
This article attempts to evaluate Hegel’s theory of international relations in the context of his general philosophy of history. Hegel defines history as a struggle for freedom for mutual recognition. This is true for individuals as well as for states. The struggle for recognition and freedom is a constant feature of social life. Therefore, it would be wrong to interpret Hegel’s philosophy as implying that the struggle for freedom has been completed in the modern nation state and that history has come to an end. However, according to Hegel it would be impossible to predict the future shape of the international society and the form which the struggle for freedom will take as “it is just as foolish to fancy that any philosophy can transcend its present world, as that an individual could leap out of his time or jump over Rhodes. ”
Diğer ID | JA88JR53ZS |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Mart 2009 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2009 Cilt: 6 Sayı: 21 |