Türkiye’de sivil-asker ilişkileri çoğu zaman ikili ve çatışmacı bir paradigma içinde anlaşılmakta ve açıklanmaktadır. Her ne kadar bu kuramsal çerçeve Türkiye’deki durumu belli bir açıdan yansıtıyor olsa da, “sivil-asker işbirliğini” açıklamakta yetersiz kalmaktadır. Seçimle iktidara gelen sivil Hükümet ile Genelkurmay arasında süren yoğun işbirliğini anlamak ve açıklamak için değişik paradigmalardan esinlenen çok yönlü bir yaklaşıma ihtiyaç vardır. Çatışmayı öne çıkaran yaklaşım üç temel epistemolojik geleneği ihmal etmektedir: akılcı (stratejik) eylem yaklaşımı; uluslararası yapısal-kurumsal yaklaşım ve kültürel yaklaşım.
Many analysts, in explaining civil-military relations in Turkey often develop their arguments within the framework of a binary and conflict-oriented paradigm. Although the confrontational analyses have long been reflective of certain aspects of the Turkish case their explanatory value is increasingly fading as a result of newly crystallizing trends characterized by an intense cooperation between the democratically elected government and the General Staff. The main defect of the dichotomous and confrontational paradigm is that it overlooks three fundamental epistemological approaches: the rational (strategic) action approach; the international structural-institutional approach, and the cultural approach
Diğer ID | JA52RP25AN |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Eylül 2010 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2010 Cilt: 7 Sayı: 27 |