Bu makale, son on yılda Türkiye-İsrail ilişkilerindeki bozulmaya dair yapılan ideolojik ve rasyonalist açıklamaların önemli, ama tek başına yetersiz olduğu savından hareketle, iki ülke arasındaki kriz sarmalının büyümesinde milli onur siyasetinin önemini vurgulayan tamamlayıcı bir analiz sunmayı amaçlamaktadır. “Büyüklük” ve “istisnacılık” iddiaları, Türkiye ve İsrail’i aşağılanmaya karşı oldukça duyarlı hale getirirken, birbirlerinin otorite ve üstünlük savlarına meydan okuyan davranışları, iki ülke arasında varolan gerginlikleri daha da arttırmıştır. Her ne kadar onur söyleminin siyasiler tarafından vurgulanışı ve bunun ülke çapındaki yansımaları bakımından Türkiye ve İsrail arasında farklar olsa da, iki ülkenin de kendisini ahlaki açıdan diğerinden üstün bir mertebeye yerleştirme isteği, Türkiye ve İsrail’in bir uzlaşmaya varmasını giderek zorlaştırmıştır.
Uluslararası Krizler Milli Onur Siyaseti Milli Gurur İstisnacılık Türkiye-İsrail İlişkileri
This article seeks to complement the ideological and rationalist accounts of the deterioration of Turkish-Israeli relations in the last decade by focusing on the role of honor politics in exacerbating the tension between Turkey and Israel. Claims to “greatness” and/or “exceptionalism” have made both countries very sensitive to humiliation, while their reciprocal gestures defying each other’s claimed authority and superiority have further aggravated the tensions. Both countries’ desire to place themselves on a higher moral plane and preoccupation with national honor, although it was accentuated differently and gained varying degrees of public resonance in each country, have made it increasingly difficult for both Turkey and Israel to reach a compromise
Diğer ID | JA95AS34ME |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Haziran 2013 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2013 Cilt: 10 Sayı: 38 |