Savaş sırasında demokrasi bir lüks müdür? Bu sorunun cevabını arayan bu çalışma rejim türü ve uluslararası
çatışma süreçleri arasındaki ilişkinin askeri harcamalar özelinde demokrasinin iki ana öğesi olan kapsayıcılık
ve rekabet tarafından nasıl şekillendirildiğini incelemektedir. Çalışma, bu iki öğenin otokrasilerde ve
demokrasilerde barış ve savaş zamanı savunma harcamalarını açıklamakta önemli olduğunu ortaya
koymaktadır. İç politikadaki azalan rekabet liderlerin mevcut kaynakları ihtiyari kaynaklar olarak tutmasına
ve itibar oluşturma temelli savaş harcaması yapmasına olanak tanımakta iken, kapsayıcılık boyutu tabanının
farklı harcama seviyelerine tepkisini ve bu sebeple liderin harcama kararını belirlemektedir. Bu kuramsal
tahminler, 1950-2000 yılları arasındaki tüm devletleri kapsayan bir panel veri seti ile test edilmektedir.
İstatistiksel analizler teorinin tahminlerini doğrulamaktadır.
Is democracy a luxury that nations cannot afford during wartime? Focusing on the dimensions of democracy
separately, I argue that two main features of democracy, contestation and inclusiveness, pull war effort decisions
in opposite directions. While decreasing contestation increases the available discretionary resources to leaders
and generates long-term reputational incentives to fund a war effort, the inclusiveness dimension determines
leaders’ ability to maintain their support base at different levels of a war effort. Predictions from this new theory
are tested with a panel dataset that covers all the state-years between 1950 and 2000. Statistical analyses confirm
the implications of the theory.
Democracy Domestic Politics Reputation War Military Expenditure
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Eylül 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 17 Sayı: 67 |