İslam alimlerinin çoğunluğu sünnetin, dinî alanda Kur’ân’dan sonra ikinci kaynak olduğu hususunda görüş birliği içindedirler. Bu sepeple sünnetle ilgili rivayetler bazı özel ilkeler temelinde titiz bir şekilde incelemeye tabi tutulmuştur. Sünnet nasslarının çoğunluğu haber-i vâhid türü rivayetlerden oluşmaktadır. İslam hukukunda bu tür rivayetlerin kabul edilebilmesi ve delil değeri taşıyabilmesi için İslam hukukçuları tarafından bazı genel kriterlerin tespit edildiği görülmektedir. Diğer taraftan bu genel şartların dışında bazı ilave şartlar da fıkıh usulü geleneği içerisinde ileri sürülmüştür. Bu tür rivayetlerden biri de musarrât hadisi olarak bilinen rivayettir. İslam hukukçuları bu rivayet özelinde farklı yakşalımlar ortaya koymuşlar ve görüşlerini desteklemek için çeşitli deliller ileri sürmüşlerdir. Bu çalışmada farklı fıkıh ekollerinin musarrât rivayeti bağlamındaki görüş ve yaklaşımlarının teorik arkaplanının tespit edilmesi ve değerlendirilmesi amaçlanmaktadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2020 |
Gönderilme Tarihi | 30 Kasım 2020 |
Kabul Tarihi | 22 Aralık 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 5 Sayı: 2 |