Bütün peygamberlerin en önemli ve başat görevi, gönderilmiş oldukları toplumları şirkten arındırıp tevhîd akidesini yerleştirmek olmuştur. Hz. Peygamber de diğer peygamberler gibi şirk düşüncesinin yaygın olduğu bir toplumda dünyaya gelip insanları tevhide çağırmıştır. Yaşadığı topluma bakıldığında ise teolojik parçalanmışlığın toplumsal yapıyı da etkilediği hak, hukuk, adalet ve eşitlik yerine gücün ve güçlünün egemen olduğu bir yönetim anlayışının ve toplumsal yapının mevcut olduğu bilinmektedir. Hz. Peygamber’in hayatı incelendiğinde sadece teolojik olarak tevhîd akidesinin yerleşmesi için mücadele etmediği toplumsal vahdeti sağlayacak uygulamalarda bulunduğu da görülmektedir. Kur’ân-ı Kerîm’de mü’minlere “güzel örnek” olarak takdim edilen Rasûlüllah’ın (s.a.s.) hayatı ve yaptığı uygulamalarda başta kendisine inananlar olmak üzere insanların her bir ferdi ve toplumlar için model alınmaya uygun sayısız örnekler bulunmaktadır. Bu çalışmada ilk dönem siyer kaynaklarını referans alarak Hz. Peygamber’in siyasi, sosyal, idari, iktisadi ve eğitimle ilgili hususlarda toplumsal birliği sağlamak amacıyla attığı örnek adımlar incelenmiştir. Netice olarak Rasûlüllah’ın (s.a.s.) Medine’de kardeşleştirme/muâhât projesiyle sosyal birliği, Mescid-i Nebevî’nin inşasıyla mekân birliğini, Mekke’de Dâru’l-Erkam ile Medine’de ise Suffe mektebiyle eğitimde birliği, Medine sözleşmesiyle siyasi birliği, Medine’de oluşturduğu yeni çarşıyla Müslümanların ekonomik birliğini sağlamaya çalıştığı söylenebilir.
Hz. Peygamber’in örnekliği Hz. Peygamber’in hayatı Toplumsal Birlik Tevhîd Vahdet
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2020 |
Gönderilme Tarihi | 16 Aralık 2020 |
Kabul Tarihi | 25 Aralık 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 5 Sayı: 2 |