Geleneksel tarih yazıcılığı içinde seslerini duyuramayanların ifade araçlarından biri sözlü tarih olmuştur. Çünkü sözlü tarih ile sıradan insanların deneyimlerinin bilimsel bir değer kazanmasına alan açılmıştır. Ülkemizde sözlü tarih denildiğinde buna en çok karşı çıkanlar yine tarihçilerdir. Bu kesim yazılı belge dışında kalan sözlü belgelere üstten bakmak gibi bir tutumdan nadiren uzak kalabilir. Daha okul sıralarında yazılı kaynaklara belge denilmesi yönündeki ısrarlı vurgu buna yol açar. Ancak sözlü tarihçiler sözlü kaynaklar olmadan yazılan tarihin doğru bir aktarım yapamadığı gibi kısıtlı bir içeriğin adına tarih denildiği konusunda anlaşmaktadır. Pülümür örneğindeki savaş hatıralarını konu alan bu makale yeni bilgiler sunması bakımından tarihi bir belgedir. Ayrıca tarih ders kitaplarında bahsedilmeyen bir savaşa dair pek çoğu hayatta olmayan tanıklıkların da açık edilmesidir. Diğer taraftan sözlü kaynaklar olmaksızın yapılan tarih yazıcılığının sınırlarını ifşa etmesi bakımından aynı konuyu işleyen öteki makalelerle mukayeseye yarayan bilimsel bir metindir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2019 |
Gönderilme Tarihi | 3 Mayıs 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 3 Sayı: 1 |
Our journal licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License