1908’de İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin çabaları sonucunda II. Meşrutiyet ilan edildi. İlanın hemen ardından göreli bir özgürlük atmosferi hâkim olmaya başladı. Ancak 1913’te İttihat ve Terakki’nin iktidara tam olarak sahip olmasıyla birlikte Osmanlı sınırları içindeki bütün muhalefet baskı altına alındı. Bu baskı süreci Birinci Dünya Savaşı’nın sona ermesine kadar devam etti. Savaştan sonra imzalanan Mondros Mütarekesi ile hem İttihat ve Terakki İktidarı hem de Osmanlı Devleti fiili olarak son buluyordu Tarafların rıza göstereceği kalıcı bir barış antlaşması imzalanana kadar Mütareke dönemi bir belirsizlik dönemi vasfına sahipti. Bu süreçte savaş mağlubu Osmanlı Devleti’nin akıbetinin ne olacağı belirsizdi. Bu dönemde Türkler ve Kürtler gibi Osmanlı’nın asli unsurları da dâhil olmak üzere diğer azınlıklar da kendi statüleriyle ilgili olarak İtilaf Devletleri ile muhtelif girişimlerde bulunuyorlardı. Bu girişimlere Wilson İlkeleri yön veriyordu. Milli Mücadele öncesi Mütareke’nin bu belirsiz ortamında İtilaf Devletleri ile yapılan görüşmeler öncelikli olarak Doğu’da Ermeni, Batı’da ise Rum tehdidini önlemeye yönelikti. Dönemin dernekleri, kulüpleri ve yayınları gibi oluşumlar çerçevesinde yürütülen bu çabalar ayrıca o dönemin milliyetçiliğinin analizini de mümkün kılmaktadır. Bu çalışmanın amacı, literatür taraması yöntemine dayalı olarak Mütareke şartlarının belirsizliği çerçevesinde Türk ve Kürt milliyetçiliğini analiz etmek; bu dönemdeki milliyetçiliklerin benzerlik ve farklılıklarına yönelik tespitlerde bulunmaktır.
In 1908, as a result of the efforts of the Committee of Union and Progress, II. Constitution was declared. Immediately after the announcement, an atmosphere of relative freedom began to prevail. However, with the full power of the Committee of Union and Progress in 1913, all opposition centers within the Ottoman borders were suppressed. This pressure process continued until the end of the First World War. With the Armistice of Mondros signed after the war, both the Union and Progress Power and the Ottoman Empire were de facto ending. The Armistice period was characterized as a period of uncertainty until a permanent peace treaty was signed with the consent of the parties. In this process, it was unclear what the fate of the war-lost Ottoman Empire would be. During this period, other minorities, including the essential elements of the Ottoman Empire, such as Turks and Kurds, were also making various attempts with the Entente States regarding their status. These attempt were guided by the Wilson principles. In this uncertain environment of the Armistice, the negotiations with the Allied Powers were primarily aimed at preventing the Armenian threat in the East and the Greek threat in the West. Period, association, club, publications, etc. These efforts carried out within the framework of formations also make it possible to analyze the nationalism of that period. The aim of this study is to analyze Turkish and Kurdish nationalism within the framework of the uncertainty of the terms of the Armistice, based on the literature review method. In addition, it is to make determinations about the similarities and differences of nationalisms in this period.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Ağustos 2022 |
Gönderilme Tarihi | 28 Haziran 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 6 Sayı: 3 |
Our journal licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License