Dünya tarihinde önemli devletlerden biri olan Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB), Rus kökenli olmayan milletleri asimile etme yolunda çeşitli dil ve eğitim politikaları, ekonomi politikaları, zorunlu göç, sürgünler şeklinde sıralanabilecek politikaları ile kendisine yayılma sahası yaratma amacında oldu. Bu doğrultuda, Sovyetler Birliği’nde 1920’li yıllardan itibaren “Yeni Sovyet İnsanı” yaratarak, Rusya’da farklı halkların birleşmesi ve Rus milliyetçiliğinin ortadan kaldırılması hedeflenmiştir. Rus Çarlığı'nın Kırım’ı ilhak ettikten sonra asıl amacı, bu bölgeyi Slavlaştırmak ve anavatanın bölünmez bir parçası haline getirmek idi ve SSCB, aynı politikaları burada da uygulamaya koydu. Bu politikaların uygulandığı 1930’lu yıllar, eski SSCB halklarının kaderinde, bugün hala kanı sızmakta olan büyük bir yara bırakarak, trajik bir devri meydana getirmiştir. Özellikle ekonomi alanında uygulanan politikalarla suni bir açlık yaratılarak, halk ölümün pençesine terk edildi. Bu noktadan hareketle, bu çalışmada, SSCB'nin Kırım Türklerine yönelik uygulamaları ve 1931-1933 aralığında Kırım’da yaşanan suni açlık, Kırım Tatar aydınlarından binlercesinin idam edilmesi ya da sürgüne gönderilmesi, Tatarların uygulanan bu kolektifleştirme hareketlerine karşı direnişleri ele alınmaktadır.
USSR, which is one of the most important states in world history, aimed to create a spreading area for itself with policies that can be ranked as various language and educational policies, economic policies, forced migration and exile to assimilate nations that are not Russian. In this direction, the Soviet Union created homo-Sovyeticus from the 1920s onwards, aiming to unite different peoples in Russia and to remove Russian nationalism. After dominating the Crimea, the main purpose of the Russian Empire was to make this region Slavic and also make it indivisible part of homeland. USSR applied the same policies here as well. In 1930s, when these policies were implemented have brought a tragic period to the fate of the former USSR people by leaving a big wound that stil seeps blood today. Especially in the field of economics, the people were abondoned to death by creating an artificial hunger. From this point of view, this study focuses on the applications of Russia towards the Crimean Turks and artificial hunger in Crimea during the period of 1931-1933, the execution of thousands of Crimean Tatar intellectuals or their exile, and the resistance of the Tatars against these collectivization movements.
Konular | Siyaset Bilimi |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 18 Ağustos 2017 |
Gönderilme Tarihi | 19 Ağustos 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Cilt: 1 Sayı: 1 - AUİLS | 2017 Özel Sayısı |