Mu‘tezile kelâmında ma‘dûm meselesi Allah’ın ilim sıfatı konusunun bir alt başlığı olarak ele alınmıştır. Behşemiyye ekolüne göre yokluk halindeki ma‘dûmun şey olma özelliği vardır. Dolayısıyla ma‘dûmun kendine özgü zâtı ve sıfatı bulunmaktadır. Behşemîlere göre kâdir tarafından varlığa getirilecek olan ma‘dûmun belirli ve bilinen/düşünülen bir şey olması gerekir. Yokluk dünyasındaki ma‘dûmun şey olması gerektiğini ileri süren Behşemîler, ma‘dûm hakkındaki bilginin varlık dünyasındaki nesnelerin bilgisi ile aynı olduğunu söylerler. Basra Mu‘tezile’sinin son dönemlerinde Behşemiyye ekolünden ayrışarak ortaya çıkan Hüseyniyye ekolü ise ma‘dûma şey denilemeyeceğini, bu nedenle ma‘dûmun zâtının ve vücûd sıfatının bulunmadığını iddia eder. Onlara göre bir şeyin varlığı, o şeyin zâtından ayrı bir özellik değildir. Çünkü bir şeyin zâtı ve vücûdu özdeştir. Hüseyniyye’ye göre ma‘dûm hakkındaki bilgi, insan zihninde ancak tasavvur halinde bulunur. İnsanlar öncelikle yapacakları fiiller (resim yapmak, yazı yazmak gibi) ile ilgili birtakım hükümleri zihinlerinde tasavvur ederler. İşte henüz gerçekleşmemiş tasavvur halindeki bu bilgi, ma‘dûmun bilgisidir. Zihinde tasavvur halinde bulunan ma‘dûm kâdir tarafından meydana getirilince, reel dünyada varlık vasfını kazanır. Böylelikle ma‘dûm varlığa gelme anında şey olma özelliğini elde eder ve tasavvur halindeki ma‘dûm bilgisi gerçek nesnel bilgiye dönüşür.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 25 Haziran 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 29 Sayı: 1 |
Bu eser Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY-NC 4.0) ile lisanslanmıştır.