Turkey-China relations hardly progressed for many years due to conflicting ideological priorities and the two countries’ membership in different political/strategic blocs. Although both countries initiated formal diplomatic relations in 1971, Cold War dynamics prevented them developing extensive relations. However, starting in the 1980s and particularly after 2010, Chinese economic transformation and political empowerment spurred an accelerated development in Turkey-China relations. These nations officially opened the era of “strategic cooperation” in 2010. The economy has always been the dominant aspect of Turkey-China relations with China perennially in a superior position due to a structural trade surplus in commerce. With China’s transformation into an economic superpower in the 2010s and President Xi Jinping’s Belt and Road Initiative (BRI) strategy to facilitate global trade, the two countries have also begun to harmonize their political and economic stances. Both Ankara and Beijing prefer rules-based international order, peaceful relations with other countries, and increasing globalization, especially in trade. This study aims to analyze Turkey-China relations by looking at their history, recent political developments and problematic issues, and finally Turkey’s approach to the BRI.
Turkey-China relations Trade imbalance Xinjiang conflict Covid-19 Belt and Road Initiative
Türkiye-Çin ilişkileri, uzun yıllar çatışan hâkim ideolojiler ve iki ülkenin farklı siyasi/stratejik bloklara mensubiyetleri nedeniyle gelişememiştir. İki ülke resmi diplomatik ilişkilerini 1971’de tesis etseler de, Soğuk Savaş dinamikleri iki ülkenin kapsamlı ilişkiler geliştirmesini engellemiştir. Ancak, 1980’lerden başlayarak, özellikle de 2010 sonrasında, Çin’in ekonomik dönüşümü ve siyasi açıdan güç kazanması Türkiye-Çin ilişkilerinde de hızlanan bir gelişmeye neden olmuştur. Nitekim iki ülke, 2010 yılında resmi olarak “stratejik iş birliği” dönemini başlatmışlardır. Türkiye-Çin ilişkilerinde ekonomi her zaman hâkim unsur olurken, Çin, dış ticaret fazlası nedeniyle avantajlı bir konumdadır. Çin’in 2010’larda ekonomik bir süpergüç haline gelmesi ve Çin Devlet Başkanı Şi Cinping’in dünya ticaretini hızlandırmak için Kuşak Yol Projesi’ni ortaya koymasıyla, iki ülkenin siyasi ve ekonomik duruşları uyumlu hale gelmeye başlamıştır. Hem Çin, hem de Ankara kurallara dayalı uluslararası düzeni desteklemekte, diğer ülkelerle barışçıl ilişkileri tercih etmekte ve özellikle ekonomide artan bir küreselleşmeyi savunmaktadırlar. Bu çalışma, Türkiye-Çin ilişkilerini tarihsel sürece, yakın zamanlı gelişmelere, ihtilaflı konulara ve son olarak Türkiye’nin Kuşak Yol Projesi’ne yaklaşımı temelinde analiz etmeyi amaçlamaktadır.
Türkiye-Çin İlişkileri Ticaret dengesizliği Uygur Sorunu Covid-19 Kuşak Yol Projesi
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Uluslararası İlişkiler |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Eylül 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 3 Sayı: 2 |