XV. asırda fetihleriyle ün salan büyük Türk hakanı Emir Timur’un dini ve siyasi kişiliği üzerine olumlu ve olumsuz birçok çalışma kaleme alınmıştır. Yapılan çalışmaların birçoğunda Timur, zalim, katil, barbar, kültür ve medeniyetten uzak, din ve inanç yönü zayıf bir hükümdar olarak tanıtılmıştır. Hâlbuki Timur, küçük yaşından itibaren memleketi Keş’te mutasavvıflarla tanışarak Ehl-i Sünnet Hanefî çizgisinde siyaset izleyen bir emirdir. Devletini ilim ve irfan üzerine temellendiren Timur, sürekli âlim ve ariflerle iç içe olmuştur. Devletinin şan, şöhret, hayır ve bereketini meşhur arifler Şeyh Zeyneddin Fahûrî, Şeyh Şemseddin Havâfî ve Seyyid Bereke ile yükseldiğini defalarca dile getirmiştir. Bahsi geçen âlim ve ariflerle sefere çıkan Timur, Hârizm, Horasan, Bağdat, Şam ve Anadolu’dan Teftâzânî, Cürcânî, İbnü’l-Cezerî gibi birçok âlim ve arifi Semerkant’a taşıyarak sarayına yerleştirmiş, ilmi müzakereler yaptırmış, fetih ve seferlerini bunların fetvası üzerine gerçekleştirmiştir.
Timur, sistemleştirdiği on iki kesim topluluğun başında ulemayı koymuştur. Kendisi bu durumu“toplumdaki insanlardan ulema, şeyh ve seyitleri ilk sıraya koydum. Çünkü bunlar benim meclisimin süsüdürler. Dini emirleri onlardan öğrenir, helal ve haramın açıklamasını onlardan alırım” şeklinde açıklamıştır. Her ne kadar Timur, kendini İslam’a hizmet eden sadık bir padişah, Tanrının yeryüzündeki gölgesi olarak telakki etse de kimi âlimler onu Cengiz Han’ın yasalarını şeriat kaidelerinin üzerinde tuttuğu iddiasıyla tekfir bile etmişler, deccal, yecûc ve mecûe dahi benzetmişlerdir. Bu farklılıklara binaen Timur’un ulema ile ilişkilerine dair bir çalışmanın yapılmasına ihtiyaç duyulmuş, onun ulema ile olumlu ve olumsuz ilişkileri ele alınarak değerlendirilmiştir.
درباره شخصیت دینی و سیاسی پادشاه بزرگ ترکها امیر تیمور که در عصر پانزدهم میلادی با فتوحات خود شهرت یافت،
مطالعات بی شماری صورت گرفته است، عده ای مثبت و تعدادی هم منفی اند. در اکثر مطالعات از تیمور به عنوان ظالم، قاتل،
بربر، بیخبر از مدینیت و کلتور، و شخص بی دین فاقد ایمان یاد شده است. در حالیکه امیر تیمور از اوان طفولیت در زادگاه اش
شهر کش با اهل تصوف آشنا گردیده و در چوکات اهل السنة والجماعة سیاست خود را پیش برده است. تیمور که بنیاد اساسی
دولت خویش را بالاي علم و عرفان بنا نهاده بود به صورت دایم با علماء هم صحبت بود. شان، شهرت، خیر و برکت دولت
خویش را در دعای شیخ زین الدین فاخوری، شیخ شمس الدین خوافی و سید برکه می دید. او با علماء و عارفان متذکره در فتوحات
شرکت نموده از مناطق خوارزم، خراسان، بغداد، شام و آناطولی علمای چون تفتازانی، جرجانی، ابن الجزری وعلماء نامداری
زیادیرا با خود به سمرقند آورده دردرگاه خود جابجا نموده، میانایشان بحثهای علمی روی دست گرفته، فتوحاتو جنگها اش را
مطابق فتوای ایشان انجام میداد.
امیر تیمور که جامعه را به دوازده بخش تقسیم نموده بود در راس همه علماء قرار ىاشت. چنانچه خودش میگوید )در طبقه
بندی جامعه علماء، سید ها و شیخ هار را در ردیف نخست قرار دادیم.ایشان مجلس مان را زینت میبخشند. اوامر و نواهی دینی
چون حلال و حرام را از توضیحات آنها یاد می گیریم.( تیمور خویش را یک پادشاه خدمتگار صادق و واقعی اسلام و سایه خدا
در روی زمین میدانست. اما تعدای از علماء تیمور او را به اتهام ترجیح دادن یاسای جنگزی به شریعت نبوی تکفر نمودهاو را
به دجال، بهیاجوج و ماجوج تشبیه نموده اند. موجودیت معلومات ضد و نقیض نویسنده را به یک مطالعه مستقل علمی در مورد
رابطه مثبت و منفی تیمور با علماء تشویق، ترغیب و ملزم ساخت
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Aralık 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Sayı: 11 |
Selçuk Üniversitesi Selçuklu Araştırmaları Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.