Çalışma gebeliğin son üç ayında yani üçüncü trimesteri içinde
bulunan gebe yüz katılımcı ile gerçekleştirilmiştir. Gebelik sürecinde sosyal
destek unsurları anne için en önemli motivasyon kaynağıdır. Sosyal destek en
yakında olan eş ile başlar, eşler arası uyum ne kadar kuvvetliyse sosyal destek
de o kadar destekleyicidir. Bu süreci evlilik uyumu yüksek bir şekilde geçiren
gebelerde depresyon oranın düşük olacağına ilişkin hipotez ile yola çıkılmıştır.
Yüz katılımcının katıldığı araştırma da ölçek olarak, Boratav Depresyon Ölçeği,
Evlilik Uyum Ölçeği ve demografik bilgi formu kullanılmıştır. Araştırma
sonuçları Spss 22 programı ile hesaplanmıştır. Çıkan verilerde depsresyon
skorları ve evlilik uyum skorları arasında negatif bir ilişki bulunmuştur.
Depresyon skoru arttıkça evlilik uyum skoru düşmekte, evlilik uyum skoru
arttıkça depresyon skoru düşmektedir. Demografik veriler göz önüne alındığında
evlilik uyumu ve depresyon skorları açısından geçmiş doğum deneyimlerinin
anlamlı bir farklılığı olmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Eğitim durumları ve
gelir grupları açısından incelendiğinde; eğitim durumu, gelir durumunun evlilik
uyum skorları ile ilişkisi pozitif olarak bulunmuştur. Gelir düzeyi ve eğim
düzeyi arttıkça evlilik uyum skoru artmakta, depresyon skoru ise azalmaktadır.
Bulunan veriler ışığında normal zamanda ihtiyaç duyulan aile danışmanlığı
alanın gebelik döneminde de önemli olduğu bu dönemde evlilik uyumu arttırmaya
yönelik yapılacak çalışmaların anne ve bebeğe pozitif dönüş sağladığı
bulunmuştur.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Aile ve Hanehalkı Çalışmaları |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 10 Nisan 2020 |
Gönderilme Tarihi | 28 Ağustos 2019 |
Kabul Tarihi | 8 Nisan 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 2 Sayı: 2 |