İnsan hem Aristoteles hem de Platon tarafından politik bir varlık olarak tanımlanır. Bu ortaklığın temelinde, insanın diğer insanlarla bir arada yaşamayı arzulaması vardır. Bir arada yaşama arzusu insanın bir şehir devletinde yaşamasına, bir polis’e sahip olmasına, yani onun zoon politikon, politik bir hayvan olarak tanımlanmasa sebep olur. İnsanın politik varlık olması, yani bir toplum içinde yaşaması; doğası gereği bir ailenin içinde doğmasıyla başlar ve ardından insan ihtiyaçlarını paylaşmak amacıyla diğerleriyle bir arada olmasıyla devam eden bir süreç üzerinden tanımlanır. Aynı zamanda hem Platon hem de Aristoteles için insanlar doğaları gereği belli özelliklere sahiptir. Her iki düşünür için de insanların doğuştan getirdikleri yetenekleri vardır ve bu yetenekler onların aldıkları eğitimle geliştirebilme potansiyeline sahiptir. İnsanların doğalarına uygun yaşam sürebilmeleri onların iyi bir yaşama erişmesinin temel kriteridir. Dolayısıyla tek tek bireylerin yurttaşı olduğu devletlerin yegâne görevi insanlara doğası gereği uygun olabilecek bir toplum sunmak ve onları iyi yaşama eriştirmek adına eğitmektir. Ancak yalnızca eğitim değil diğer insanlarla bir arada yaşam da insanın erdemli bir yaşam sürmesi için önem arz eder.
Bu çalışma Aristoteles ve Platon’un dostluk -philia- anlayışını hem sistematik hem de etik bağlamlarla karşılaştırmayı amaçlamaktadır. Sistematik analiz, özellikle dostluk kavramını her iki düşünürün ontolojisi ve epistemolojisi ile bağlantısı üzerinden ele almayı amaçlamaktadır. Etik analiz ise insanın doğası gereği eylemde bulunan ve erdemlere sahip bir varlık olmasından hareketle dostluk kavramının insan yaşamındaki işlevi üzerinde durmayı amaçlamaktadır. Aristoteles’in Nikomakhos’a Etik ve Eudemos’a Etik çalışmalarında üzerinde durduğu dostluk kavramına Platon’un Lysis diyaloğunda rastlıyoruz. Dolayısıyla söz konusu kıyas, metinler üzerinden analitik bir yaklaşımı da gerektirmektedir.
Human being is defined as a political being by both Aristotle and Plato. The basis of this common definition of human being is about the desire of them to live together with other people and to live in a city-state, to have a polis. This is the reason to define them as a zoon politikon, as a political animal. Their political state corresponds to their living in a society, and it naturally begins with being born into a family and is then defined through a process that continues with his being together with others in order to share human needs. At the same time, for both Plato and Aristotle, people have certain characteristics by nature. For both thinkers, people have innate talents and these talents have the potential to be developed with the education they receive. The ability of people to live a life in accordance with their nature is the basic criterion for them to reach a good life. Therefore, the only duty of the states, of which individual individuals are citizens, is to offer people a society that is suitable by nature and to educate them in order to lead them to a good life. However, not only education but also living together with other people is important for a person to lead a virtuous life.
This study aims to compare Aristotle and Plato's understanding of friendship -philia- with both systematic and ethical contexts. The systematic analysis especially aims to deal with the concept of friendship through its connection with the ontology and epistemology of both thinkers. Ethical analysis, on the other hand, aims to focus on the function of the concept of friendship in human life, based on the fact that man is a being who acts by nature and has virtues. We encounter the concept of friendship, which Aristotle emphasized in his Nicomachus Ethics and Eudemos Ethics, and also we do in Plato's Lysis dialogue. Therefore, the aforementioned comparison also requires an analytical approach through texts.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Etik, Siyaset Felsefesi, Eskiçağ Felsefesi |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 1 Temmuz 2024 |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2024 |
Gönderilme Tarihi | 30 Ağustos 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Sayı: 18 |
Üsküdar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi’nde yayımlanan
makalelerdeki görüşler yazarına aittir. Dergiye, daha önce başka bir
dergide, kitapta vb. herhangi bir kaynakta yayımlanan makaleler kabul
edilmemektedir. Ulusal veya uluslararası konferans, seminer ve
panellerde sunulan bildiriler, dipnotta belirtildikten ve makale
formatına dönüştürüldükten sonra yayın sürecine alınabilir.
Dergide yayımlanan akademik makaleler sadece eğitim amaçlı olarak çoğaltılabilir. Eğitim amacı dışında makaleler, makalelerdeki şekil, grafik ve tablolar izin alınmadan kısmen veya tamamen çoğaltılamaz, arşivlenemez. Akademik yayınlarda kaynak gösterilmesi şartı ile makalelerden alıntı yapılabilir.
Yazarların, Üsküdar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi’nde yayınlanmak üzere göndermiş oldukları makaleler için telif ücreti talep etmeyeceklerini taahhüt ettikleri kabul edilir.