Zemin-Yapı Etkileşimi (ZYE), sismik tasarımda periyot uzaması ve ek sönüm sağlaması nedeniyle genellikle faydalı bir mekanizma olarak kabul edilir. Ancak, son depremlerde özellikle yumuşak zeminlerde gözlemlenen performanslar, ZYE'nin yer değiştirme taleplerini ve ikinci mertebe (P-Delta) etkilerini artırarak yapısal güvenliği tehdit edebileceğini göstermiştir. Bu çalışmada, TBDY 2018 yönetmeliği ile FEMA P-2091, FEMA 440 ve NIST GCR 12-917-21 teknik kılavuzlarında tanımlanan ZYE prosedürleri, felsefi ve metodolojik açıdan karşılaştırmalı olarak incelenmiştir. Yapılan inceleme, söz konusu dokümanların risk yönetim stratejileri açısından temelden ayrıştığını ortaya koymaktadır. TBDY 2018'in, ZYE kaynaklı olumsuz etkileri taban kesme kuvveti alt sınırları ve genel öteleme limitleri aracılığıyla dolaylı ve kuralcı bir yaklaşımla yönettiği, buna karşın FEMA ve NIST kılavuzlarının, rezonans ve sönüm kaybı gibi risklere karşı tasarımcıyı doğrudan uyaran, performansa dayalı fiziksel modeller ve kontrol listeleri sunduğu belirlenmiştir. Çalışma, bu metodolojik farklılıkları analiz ederek, özellikle narin ve yüksek yapıların tasarımında, ZYE'nin sadece kuvvet azaltıcı etkisine odaklanılmaması gerektiğini vurgulamakta ve yönetmelik koşullarının ötesinde bir performans değerlendirme perspektifi sunmaktadır.
Zemin-Yapı Etkileşimi (ZYE) TBDY 2018 FEMA P-2091 NIST GCR 12-917-21
Soil-Structure Interaction (SSI) is generally considered a beneficial mechanism in seismic design due to its ability to elongate the structural period and introduce additional damping. However, performances observed in recent earthquakes, particularly on soft soils, have demonstrated that SSI can threaten structural safety by amplifying displacement demands and second-order (P-Delta) effects. In this study, the SSI procedures defined in the TBDY 2018 code and the FEMA P-2091, FEMA 440, and NIST GCR 12-917-21 technical guidelines are comparatively examined from philosophical and methodological perspectives. The review reveals a fundamental divergence in the risk management strategies of these documents. It is determined that while TBDY 2018 manages the detrimental effects of SSI through an implicit and prescriptive approach via base shear lower bounds and general drift limits, FEMA and NIST guidelines offer performance-based physical models and checklists that explicitly warn the designer against risks such as resonance and radiation damping loss. By analysing these methodological differences, this study emphasizes that the focus in the design of slender and high-rise structures should not be solely on the force-reducing effects of SSI and provides a performance assessment perspective that extends beyond code requirements.
Soil-Structure Interaction (SSI) TBEC 2018 FEMA P-2091 NIST GCR 12-917-21
| Birincil Dil | Türkçe |
|---|---|
| Konular | Betonarme Yapılar, Deprem Mühendisliği, İnşaat Geoteknik Mühendisliği |
| Bölüm | Araştırma Makalesi |
| Yazarlar | |
| Gönderilme Tarihi | 30 Kasım 2025 |
| Kabul Tarihi | 15 Aralık 2025 |
| Yayımlanma Tarihi | 26 Aralık 2025 |
| Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 9 Sayı: 2 |