Kur’ân’ın
metin yapısı, lafız ve nazım açısından çokanlamlılıklar ve ihtimaller
içermektedir. Muhatabın bazı ifadeleri anlamasını ya da metinden tek anlama
ulaşmasını engelleyebilen bu hususlar, Kur’ân’ın herkese beyan olarak
indirilmesi ve dilinin apaçık Arapça olması ile çelişir gözükmektedir. Bu
çelişkinin giderilmesinde, Kur’ân dilinin taşıdığı özelliklerin beyan keyfiyeti
açısından ne anlam ifade ettiğini belirlemek önemlidir. Râgıb el-İsfahânî’nin
tefsirine yazdığı mukaddime diğer tefsir mukaddimeleri ve ulûmü’l-Kur’ân
eserlerinden farklı olarak Kur’ân’da çokanlamlılık ve anlaşılmayı engelleyen
faktörleri konu edinmektedir. Eserin lafız-mana bağlantılarını Kur’ân’ın beyan
keyfiyeti ile ilişkilendirmesi, tefsir ilminin teorik ve pratik boyutlarına önemli
katkılar sunmaktadır. Bu çalışma, tefsirde yöntem arayışlarında
kaynaklarımızdaki ıstılah ve kaidelerin referans alınmasını önermekte; bu
bağlamda İsfahânî’nin Kur’ân dili ve uslûbü üzerine kaleme aldığı Mukaddime’nin tefsir metodolojisinde
öncelikle değerlendirilmesini teklif etmektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Temmuz 2018 |
Gönderilme Tarihi | 17 Nisan 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Sayı: 29 |