الهدف من هذه المقالة، البحث في حجم العلاقة بين جغرافيا و زمن و لغة الأنبياء الواردة أسماؤهم في القرآن الكريم و الأمم التي أرسلوا إليها بموضوع عالمية النبوة، فبالنسبة للأنبياء المذكورين في القرآن الكريم، إذا ما أولينا اهتماما للجغرافيا و المناطق، فإنّه دائما ما تأتي نفس الجغرافيا في المقدّمة، و هذا يطرح احتمال وجود منطقة أو مجتمع لم تصل إليه الرسالة الإلهية، مع الأخذ بالاعتبار الحقيقة الإلهية بأنّ كل أمّة أُرسل إليها نبي، المجتمعات في حال لم تبلغها الرسالة تعرف في علم الكلام بأهل الفترة كمفهوم يعرّفهم، والنبوة التي تعتبر الأصل الثاني المشكّل للأصول الثلاثة، وهي في نفس الوقت مسألة اعتقادية، كانت عبر التاريخ مثارا لجملة من الأسئلة، وهي كذلك موضوع للنقاش اليوم، هذا الوضع لا يتطلب تجاهل الأنبياء غير المذكورة أسماؤهم، كما أنّه لا يبرر المطالبة بوجود جغرافيا و مجتمعات لم تصلها الرسالة، و نظرا لأهمية مثل هذه القضايا المحتملة، سيكون محور هذه المقالة حجم أهمية المكان و الزمان و اللّغة و علاقته بمبدأ عالمية الرسالة حسب مقاصد علم الكلام
The aim of this article is to address the situation of the communities, to whom no prophets were sent, from a kalamic perspective by making an evaluation regarding the communities who come to the forefront with the prophets whose names are mentioned in the Koran and the geographies they lived on. It is necessary to make an evaluation taking into consideration the fact that Allah sent a prophet to each nation. The emergence of the very same geography whenever the prophets, communities and regions mentioned in the Quran are examined, should be evaluated within the context of the conveyance of the divine message to the people. Prophecy, which accounts for the second of the three basic principles (Usul al Salasa) is, at the same time, a matter of faith. Although faith (iman) should be purified from doubt and skepticism, there can be certain questions and problems with respect to the faith in prophets today, as there were in the past. Prevention of the damage created/to be created by these problems is crucial in terms of the purpose of the discipline of kalam. The conveyance of the divine message to the people is only possible through the prophets. There is a specific reason why the Quran mentions about the stories of earlier prophets. The fact that place, time and person names are mentioned in this stories, brings forward the message that is meant to be communicated to humanity in terms of the action and event, rather than the mere space and time. This fact neither eliminate the existence of other prophets whose names are not known, nor should it be understood that no prophet was sent to these societies and geographies [whose names are not mentioned in the Quran].
Kalam Prophecy Space Time Ahl-i Fatrat Language of the Religion
Bu makalenin amacı, Kur’an’da adı geçen peygamberlerin ve onların gönderildikleri coğrafyanın, zamanın ve dilsel boyutun nübüvvetin evrenselliği bağlamında değerlendirmesini yapmaktır. Kur’an’da zikredilen peygamberlere, topluluklara ve bölgelere dikkat edildiğinde hep aynı coğrafyanın öne çıkması, ilahî mesajın ulaşmadığı bölgenin ve toplumların bulunduğuna dair bir ihtimali gündeme getirmektedir. Ancak her millete bir peygamber gönderileceğine dair ilahî hakikati göz önünde bulundurmak gerekir. Kelâm ilminde peygamber gönderilmeyen toplumların durumu Ehl-i fetret kavramıyla anlatılmaktadır. Usûl-i selâsenin ikinci ilkesini oluşturan nübüvvet, aynı zamanda itikadî bir meseledir. Nübüvvetle alakalı birtakım sorular tarihte olduğu gibi bugün de söz konusu olmaktadır. Sözü edilen durum, adı bilinmeyen diğer peygamberleri yok saymayı gerektirmediği gibi peygamber gönderilmeyen toplumların ve coğrafyanın varlığını iddia etmeyi haklı çıkarmaz. Bu anlamda oluşacak muhtemel problemlerin önlenmesi, kelâm ilminin maksadı açısından da önemli olduğundan, nübüvvetin mekânsal, zamansal ve dilsel boyutunu evrensellik ilkesi bağlamında değerlendirmek makalenin merkezini oluşturacaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 20 Ekim 2019 |
Gönderilme Tarihi | 21 Ağustos 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Sayı: 32 |