The aim was to evaluate the follow-up results of patients underwent tension-free mesh hernioplasty, observe and examine how affected the cord structures by this foreign body and compare the results with data from the literature. Sixty-nine consecutive patients with inguinal hernia who underwent tension-free hernioplasty and had no additional scrotal pathology at initial diagnosis, were evaluated by scrotal ultra-sonographic examination performed preoperatively and on the 6th month postoperatively. Additionally, patients were examined in terms of recurrence and complications. Preoperative ultrasonography of sixty-nine patients revealed no pathology in 40 patients (58%) accompanied with inguinal hernia and revealed various levels of hydrocele and spermatocele in 29 patients (42%). In three patients, varicocele was detect-ed by utrasonography before herniorrhaphy but sonographic findings of varicocele disappeared on the 6th month postoperatively. Ten pa-tients with normal preoperative ultrasound findings had stage 1 or 2 varicocele (n=4) and minimal hydrocele (n=6) on the 6th month postop-eratively. However preoperative and postoperative ultrasound findings had showed no statistically significant difference in terms of scrotal pathology (p=0.092). We believe that Lichtenstein herniorrhaphy is the ideal method for inguinal hernia repair with low complication rate and not a risk factor for varicocele, spermatocele and hydrocele.
Çalışmada, gerilimsiz mesh hernioplasti uygulanan hastaların takip sonuçlarını değerlendirmek, inguinal kanal içerisinden skrotuma inen kord yapılarının yabancı cisim reaksiyonundan nasıl etkilendiğini irdelemek ve sonuçları literatürdeki verilerle karşılaştırmak amaçlandı. İnguinal herni nedeniyle gerilimsiz mesh hernioplasti tekniğiyle ameliyat edilen ve ilk tanı anında anamnez ile saptanan ek skrotal patolojisi bulunmayan 69 ardışık erkek hastanın yapılan preoperatif ve 6. aydaki postoperatif skrotal ultrasonografi sonuçları retrospektif olarak değer-lendirildi. Ayrıca hastalar nüks ve komplikasyon açısından da incelendi. Hastaların preoperatif skrotal ultrasonografilerinde 40 hastada (%58) fıtığa eşlik eden patoloji saptanmadı; 29 hastada (%42) çeşitli düzeylerde varikosel, hidrosel ve spermatosel saptandı. Herniorafi öncesi skrotal ultrasonografik incelemelerinde kasık fıtığı olan ve varikosel saptanan toplam üç hastanın ameliyat sonrası 6. ayda ultrasonog-rafik varikosel bulgularının kaybolduğu görüldü. Preoperatif skrotal ultrasonografik bulguları normal olan 10 hastanın postoperatif 6. ayda yapılan incelemelerinde, klinik şikayetleri olmamasına rağmen, evre 1 veya 2 varikosel (n=4) ve minimal hidrosel (n=6) gelişmiş olduğu görüldü, ancak ameliyat öncesi ve sonrası yapılan ultrasonografi bulguları arasında skrotal patoloji açısından istatistiksel olarak anlamlı bir fark saptanmadı (p=0,092). Lichtenstein herniorafinin varikosel, spermatosel, hidrosel gelişimi açısından risk faktörü olmadığını; komplikas-yon ve nüks oranları düşük olan tekniğin, inguinal herni onarımında ideal ameliyat yöntemi olduğunu düşünüyoruz.
Diğer ID | JA52AB87FY |
---|---|
Bölüm | Özgün Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Mart 2015 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2015 Cilt: 41 Sayı: 1 |
Journal of Uludag University Medical Faculty is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.