Renal biopsy is performed for the diagnosis and the decision of treatment of renal parenchymal diseases. The aim of this study was to evalu-ate the clinicopathological findings of kidney biopsies. A retrospective review of reports of 30 native renal biopsies performed on patients at the secondary nephrology unit in Bursa from 2005 to 2010 was undertaken. The most common indication for biopsy of native kidneys was proteinuria (40%). This was followed by proteinuria and hematuria (33.3%). The most frequent pathological diagnosis was membranous glomerulonephritis (MGN) (30%), followed by IgA nephropathy (IgAN) (16.7%), amyloidosis (16.7%), membranoproliferative glomerulo-nephritis (10%), lupus nephritis (10%), tubulointerstitial nephropathies (6%), focal segmental glomerulosclerosis (3.3%), hypertensive nephrosclerosis (3.3%) and vasculitis (3.3%). There was no major complications. Proteinuria was the most common indication for kidney biopsy and MGN was the most frequent diagnosis, followed closely by IgAN and amyloidosis. The present study has showed that secondary hospital's nephrology units can be effective if appropriate conditions are met.
Glomerular disease. Diagnosis. Renal biopsy. Secondary hospital
Böbrek biyopsisi günümüzde böbrek parenkim hastalıklarının tanı ve tedavisinde kullanılan en iyi yöntemdir. Çalışmamızda böbrek biyopsi-lerini klinik ve patolojik açıdan değerlendirmeyi amaçladık. Bu çalışma 2005 ve 2010 tarihleri arasında Bursa Devlet Hastanesi Nefroloji Servisinde renal biyopsi gerçekleştirilen 30 hastanın verilerinin retrospektif olarak analiz edilmesiyle yapılmıştır. Biyopsiler ikinci basamak tek merkezde ultrasonografi eşliğinde yapıldı. Biyopsilerin tamamı nativ böbrek biyopsisi idi. Biyopsilerin çoğu proteinüri (%40) nedeni ile yapıldı. Endikasyon olarak ikinci sırayı proteinüri ile birlikte hematüri (%33.3) takip etti. Biyopsi tanılarımız ise %30 membranöz glomerü-lonefrit (MGN), IgA nefropatisi (%16.7), amiloidoz (%16.7), membranoproliferatif glomerülonefrit (%10), lupus nefriti (%10), tubüler interstisyel nefropati (%6.6), fokal segmental glomerüloskleroz (%3.3), hipertansif nefroskleroz (%3.3) ve vaskülit (%3.3) idi. Çalışmaya alınan hastalarda majör komplikasyon görülmedi. Sıklıkla proteinüri nedeni ile yaptığımız renal biyopsi sonucu; en sık MGN, ikinci sırada amiloidoz ve IgA nefropatisi tanısı konmuştur. Bu çalışma ikinci basamak hastanelerin uygun koşullar sağlandığında primer glomerüler hastalıkların tanı ve tedavisinde etkin rol oynayabileceğini göstermiştir.
Glomerülopatiler. Tanı. Renal biyopsi. İkinci basamak hastane
Diğer ID | JA22MV75VZ |
---|---|
Bölüm | Özgün Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Eylül 2011 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2011 Cilt: 37 Sayı: 3 |
Journal of Uludag University Medical Faculty is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.