Ergenlik dönemi yaşam boyu suç oranının en yüksek
olduğu dönem olarak bilinmektedir. Çocuk ve ergenlerin
maruz kaldıkları veya işledikleri suçlar ise çocuk ve ergen adli raporlarının
konusunu oluşturmaktadır. Çalışmamızın
birincil amacı adli makamlarca adli rapor talebi ile çocuk ve ergen ruh sağlığı
polikliniğine yönlendirilen, çocukların klinik ve sosyodemografik özelliklerini
incelemektir. Çalışmamızın ikincil amacı ise çocuk koruma kanununda değişen
yasa sonrası, geçmiş yıllara kıyasla çocuk psikiyatrisine başvuran adli
olguların değişen niteliklerini tartışmaktır. Çalışmamıza 2016-2017 yılları
arasında çocuk psikiyatri polikliniğine adli rapor talebi ile başvuran 81 olgu
dahil edilmiştir. Hastaların klinik ve sosyodemografik verileri bir çocuk
psikiyatristi tarafından yapılan yaklaşık 45 dakikalık görüşme sonunda
toplanmıştır. Zeka düzeyleri Porteus ve Kent E-G-Y testleri ile belirlenmiştir.
Çalışmaya dahil edilen raporların %71,6’sını suça sürüklenen çocukların (SSÇ)
değerlendirilmesiyle ilgili raporlar oluşturmaktadır. SSÇ’lerin %91,4’ü erkektir.
SSÇ’lerin işledikleri iddia olunan suçlar sırasıyla kişiye zarar verme (%24.1),
hırsızlık(%20.7), cinsel suçlar(%19), mala zarar verme (%12.1), 5682 Sayılı
Kanun’a muhalefet (%10.3), hakaret (%8.6), madde kullanmadır (%5.2) .En sık
aldıkları tanılar dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu (%27.6) ve davranım bozukluğudur
(%20.7). İkinci sırada istenen raporlar
ise evlilik izni ve ruh sağlığı ile ilişkili raporlardır (%12.3, %12.3). Çalışmamızda büyük oranda SSÇ ve onların
klinik özellikleri ortaya çıkmıştır. Bununla birlikte değişen yasa ile istismar
mağduru çocukların rapor talebiyle daha az başvuruda bulundukları
izlenmiştir. Ayrıca çocuk psikiyatrisine
başvuran evlilik raporlarının sıklığı göz önüne alındığında, çocuk
evliliklerini engelleyebilecek ilgili yasal düzenlemenin yapılmasının gerekli
olduğu düşünülmüştür.
Adolescence is known as the period when the
crime rate is highest in lifespan. Crimes exposed to or committed by children
and adolescents constitute the subject of child and adolescent forensic
reports. We aimed to examine the clinical and sociodemographic characteristics
of children referred to the child psychiatry polyclinic for a forensic report
and compare the features of forensic cases following changing the law regarding
child abuse. 81 patients who applied to the child psychiatry policlinic between
2016 and 2017 with a request for a forensic report were included. The clinic
and sociodemographic data were collected with the help of 45-minute interview
made by a child psychiatrist. The mental status of patients was determined by
Porteus and Kent E-G-Y tests. The majority of the subjects in the study were
the children who were dragged to crime (CDC) (71.6%), and 91.4% of CDCs were
male children. The most common crimes to be committed by CDCs were injury
(24.1%), theft (20.7%), sexual offense (19%), damage (12.1%), opposition to law
No. 5682 (8.6%) and substance use (5.2%). The most common diagnoses were
attention deficit hyperactivity disorder (27.6%) and conduct disorder (20.7%).
Reports in the second place are the reports related to marriage consent and
distribution in mental health (12.3%). It has been observed that there is a
decrease in the reports related to the disruption of mental health’s of sexual
abuse victims, after changing the laws. When we consider the frequency and
timing of forensic report requests regarding marriage, there might be a need to
a necessary legal arrangement to prevent the child marriage.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sağlık Kurumları Yönetimi |
Bölüm | Özgün Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Aralık 2018 |
Kabul Tarihi | 10 Ekim 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Cilt: 44 Sayı: 3 |
Journal of Uludag University Medical Faculty is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.