It is unthinkable that there would be no linguistic interaction along with cultural interaction. Linguistic interaction is a requirement of human nature and the basic principle of understanding. In order for understanding to be complete and clear, communication must be provided. Communication must renew and develop itself in parallel with the changes and developments in the life process of human beings. Communication, which directs the intellectual behaviors between individuals, spreads this interaction to linguistic and cultural interaction over time and draws a social and general framework. Communication, which is an individual and social need, first shows itself in language when generalized to different societies. This interaction that takes place in language does not emerge immediately but finds a place for itself after completing its maturation adventure. The event of finding a place in language follows a path from speech to writing. The transition from speech to writing occurs through literary works and becomes permanent. The environmental, cultural and linguistic interaction of nations and societies that are geographically close to each other has been like the interaction of the members of a family. Therefore, it is a very natural event that Turkish and Persian, which have shared the same and close geography for centuries, have been influenced by each other and that they have exchanged words. The easiest method of language exchange is word exchange. One of the most difficult ways for languages to influence each other is for languages from different language families to influence each other in terms of structure and sentence structure. In this study, some structural similarities between Turkish and Persian, which are not in the same language family group, one from the Ural-Altaic language family and the other from the Indo-European language family, are emphasized and these points are highlighted.
Turkish Persian Structural Feature Sentence Structure Verb Conjugation
Kültürel etkileşim ile birlikte dilsel etkileşimin olmaması düşünülemez. Dilsel etkileşim, insan doğasının bir gereği ve anlaşmanın temel prensibidir. Anlaşmanın tam ve net olabilmesi için iletişimin sağlanması gerekmektedir. İletişim, insanoğlunun yaşam sürecindeki değişim ve gelişmelerine paralel olarak kendisini yenilemek ve geliştirmek zorundadır. Bireyler arasındaki düşünsel davranışlarına yön veren iletişim, zamanla bu etkileşimi başta dilsel ve kültürel etkileşime yayarak toplumsal ve genel bir çerçeve çizer. Bireysel ve toplumsal bir ihtiyaç olan iletişim, farklı toplumlara genelleştirildiğinde en başta dilde kendisini gösterir. Dilde gerçekleşen bu etkileşim, hemen ortaya çıkmayarak olgunlaşma serüvenini tamamladıktan sonra kendine yer edinir. Dildeki yer edinme olayı sözden yazıya doğru bir yol izler. Sözden yazıya geçme durumu edebî eserler vasıtasıyla gerçekleşir ve kalıcı hâle gelir. Coğrafî bakımdan birbirlerine yakın millet ve toplumların çevresel, kültürel ve dilsel etkileşimi, bir ailenin fertlerindeki etkileşimi gibi olmuştur. Dolayısıyla asırlardan beri birbirleriyle aynı ve yakın coğrafyayı paylaşan Türkçe ve Farsçanın birbirinden etkilenmeleri, birbirinden kelime alıp vermeleri çok doğal bir olaydır. Dil alışverişinde en kolay yöntem kelime alışverişidir. Dillerin birbirini etkilemelerinin en zor yollarından biri ise farklı dil ailesinden olan dillerin birbirini yapı ve cümle bazında etkilemeleridir. Bu çalışmada aynı dil ailesi grubunda yer almayan, biri Ural-Altay öbürü Hint-Avrupa dil ailesinden olan Türkçe ve Farsçanın bazı yapısal benzerlikleri üzerinde durulmuş ve bu noktalara dikkat çekilmiştir.
Dergide Emeği GeçenlereTeşekkür ederim.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Dilsel Yapılar (Fonoloji, Morfoloji ve Sözdizimi dahil) |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 21 Aralık 2024 |
Yayımlanma Tarihi | 21 Aralık 2024 |
Gönderilme Tarihi | 17 Ekim 2024 |
Kabul Tarihi | 28 Kasım 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Sayı: 24 |