Dil toplumun aynasıdır ve toplumsal hayatın bütün özelliklerini dilde görmek mümkündür. Türklerde kadın ve erkek hayatı birlikte omuzlar. Sosyal hayattaki bu birliktelik dile de yansımıştır. Türkçede cinsiyet ayrımı yani kelimelerde erillik dişillik farkı yoktur. Bu özelliği Türklerin mitolojisinde de görmek mümkündür. Türkistan adlandırması Asya kıtasının büyük bir bölümünü kapsamaktadır. 20. yüzyılda coğrafyanın bölünmesi ile bölgeye yayılmış olan Uygur Türkleri de bölünmüştür. Ancak Uygurların çoğu Doğu Türkistan’da yaşamakla birlikte, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan hatta Afganistan, Pakistan ve Hindistan’da yaşadıkları söylenebilir. Hayvancılığa bağlı bozkır hayat tarzını bırakıp şehir hayatına ilk geçen Türk topluluğu bugün Doğu Türkistan’da yaşayan Uygur Türklüğüdür. Halk edebiyatında pek çok kadın kahraman çıkaran Uygur Türkleri, destandaki bu durumu gerçek hayata da yansıtmıştır. Henüz XV. asırda Uygur Türkleri tarafından kadın şairler konusunda tezkire bile kaleme alınmıştır. XV. asırdan günümüze kadar bu konuda elimizde ciddi bir tezkire olmasa da Çağatay yazı dili ile şiir yazan divan sahibi kadın şairlerin olduğu bilinmektedir. Günümüzde Uygurlar, Doğu Türkistan ve çevresindeki ülkelerde yaşamaktadır. Tarihin en acımasız rejiminin yönetimi altında zulüm gören Uygur Türkleri, Sovyetler Birliği döneminde Doğu Türkistan’dan çevredeki ülkelere sığınmıştır. Bu durum, isimleri tespit edebilebilen şairlerin biyografilerinde de görmek mümkündür. Tespit edebildiğimiz kadın şairlerden bir kısmı Doğu Türkistan’dan Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan ve Türkiye’ye göç etmiş sanatçılardır. Bozkır hayat tarzını bırakıp sanat ve ticaretle uğraşmaya başlayan Uygurlar bilim, teknik, tarım, hayvancılığın yanında edebiyat ve sanatta da ileriye gitmiştir. Bugün çeşitli engellemeler nedeniyle araştırma yapılamayan ve dışarıya bilgi aktarımı olmayan Doğu Türkistan’da, sayısının çok daha fazla olduğunu tahmin ettiğimiz kadın şair ve yazar olduğu kabul edilebilir. Var olanlar bu tahmini doğrulamaktadır. Bu sayının çokluğu Uygur Türklüğünün bağımsızlığının yakınlığını da müjdelemektedir. Çalışmada, haklarında bilgi edinilebilen Uygur kadın şairler ve yazarlar doğum tarihleri veya yılları esas alınarak sıralanmıştır. Hayatlarından kısaca bahsedilmiş ve verdikleri eserlere değinilmeye çalışılmıştır. Çalışmanın araştırmacılar ve okuyucular için Uygur kadın şair ve yazarlar hakkında bilgilerin derli toplu bir şekilde sunulduğu bir çalışma olması amaçlanmıştır.
Kadın Şair Kadın Yazar Kadın Şairler Tezkiresi Kadın Romancı Kadın Hikâyeci
Language is the mirror of society and it is possible to see all the features of social life in the language. In Turks, men and women shoulder life together. This unity in social life is also reflected in the language. In Turkish, there is no gender distinction, that is, there is no difference between masculine and feminine in words. It is also possible to see this feature in the mythology of the Turks. The name Turkestan covers a large part of the Asian continent. With the division of geography in the 20th century, the Uyghur Turks who spread to the region were also divided. However, although most of the Uyghurs live in East Turkestan, it can be said that they live in Kazakhstan, Kyrgyzstan, Uzbekistan and even Afghanistan, Pakistan and India. The first Turkish community to abandon the steppe lifestyle dependent on animal husbandry and move to city life is the Uyghur Turks living in East Turkestan today. The Uyghur Turks, who have produced many female heroes in folk literature, have also reflected this situation in the epic to real life. Even a memoir was written by the Uyghur Turks about female poets in the 15th century. Although we do not have a serious biography on this subject from the 10th century to the present, it is known that there were female poets with divans who wrote poetry in the Chagatai written language. Today, Uyghurs live in East Turkestan and surrounding countries. Uyghur Turks, who were oppressed under the rule of the most brutal regime in history, took refuge in neighboring countries from East Turkestan during the Soviet Union period. This situation can also be seen in the biographies of poets whose names we can identify. Some of the female poets we could identify are artists who migrated from East Turkestan to Kazakhstan, Kyrgyzstan, Uzbekistan and Turkey. Uyghurs, who abandoned the steppe lifestyle and started to engage in art and trade, advanced in science, technology, agriculture, animal husbandry as well as literature and art. Today, it can be assumed that there are many more female poets and writers in East Turkestan, where research cannot be conducted due to various obstacles and there is no transfer of information to the outside world. Those who exist confirm this estimate. The large number of these women also heralds the closeness of the independence of the Uyghur Turks. In the study, Uyghur women poets and writers about whom information could be obtained were listed based on their birth dates or years. Their lives were briefly mentioned and an attempt was made to touch upon their works. The study was intended to be a study that presented information about Uyghur women poets and writers in an organized manner for researchers and readers.
Woman Poet Woman Writer Biography of Women Poets Woman Novelist Woman Storyteller
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Güney-Doğu (Yeni Uygur/Özbek) Türk Lehçeleri ve Edebiyatları |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 17 Haziran 2025 |
Yayımlanma Tarihi | 17 Haziran 2025 |
Gönderilme Tarihi | 17 Aralık 2024 |
Kabul Tarihi | 24 Mart 2025 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Sayı: 25 |