Developing production and marketing in the
industrialized world necessitated the separation of similar products with some
distinctive signs or symbols. The Ottoman Empire followed closely the
contemporary European countries and made the necessary legal arrangements and
organised the branding and trademark registration in a certain system. The
first regulation dated 1871, which was published on the subject, was developed
in 1888 under the name of “Fabrika Mamulatıyla Eşya-yı Ticariyyeye Mahsus
Alamet-i Farikalara Dair Nizamname (Regulation on the Signs of Goods for
Commercial Goods and Factory Goods)”. This regulation, which deals with
trademark registration, is one of the first examples in the world. The term
“alamet-i farika (trademark)”, was adopted immediately and was used for a long
time during the Republican period. The aforementioned regulation remained until
1965, and the deficiencies, gaps created by the political, administrative and
economic changes experienced were tried to be solved by laws, decrees and
instructions issued in 1928.
The Republic of Turkey, under the Treaty of
Lausanne and top headlines of industrial property Trade Aggrement the from the
annexes to the agreement entered into certain obligations and together with the
removal of a portion of these liabilities had gone through fundamental changes
from 1930. In 1931, it renewed its trademark registration system by the
necessity of the international agreements it signed. Trademarks registered
until the specified date are entered into the trademark book, which trademark
is registered by who would remain between the owner of the brand and the state.
With the amendment, the book system was abandoned and trademark registrations
started to be published in the Resmî Sınai Mülkiyet Gazetesi (Official
Industrial Property Newspaper). Although both the trademark records and the
information about the trademarks registered in the Resmî Sınai Mülkiyet
Gazetesi are almost the same, the format has changed and, more importantly, the
brand registrations have been shared with the public through a newspaper.
215K216
Sanayileşen
dünyada gelişen üretim ve pazarlama anlayışı birbirine benzeyen ürünlerin
birtakım ayırt edici işaretler ya da sembollerle ayrılmasını zorunlu kılmıştı.
Osmanlı Devleti de çağdaşı Avrupa ülkelerini yakından takip etmiş ve gerekli
yasal düzenlemeleri yaparak markalaşma ve marka tescili işini belirli bir
sisteme bağlamıştı. Konuyla ilgili olarak yayınlanan 1871 tarihli ilk
nizamname, 1888 yılında “Fabrika Mamulatıyla Eşya-yı Ticariyyeye
Mahsus Alamet-i Farikalara Dair Nizamname” adıyla geliştirilmişti. Marka
tescilini konu edinen bu düzenleme dünyadaki ilk örneklerden biridir ve metin
içinde geçen “marka” kavramının
karşılığı olarak gösterilen “alamet-i farika” tabiri hemen benimsenmiş,
cumhuriyet döneminde de uzun bir süre kullanılmıştır. Adı geçen nizamname 1965
yılına kadar yürüklükte kalmış, yaşanan siyasi, idari ve ekonomik
değişimlerin yarattığı eksiklikler, boşluklar kanunlar, kararnameler ve 1928’de
yayınlanan talimatname ile giderilmeye çalışılmıştır.
Türkiye Cumhuriyeti Lozan Antlaşması ve antlaşmanın
eklerinden olan Ticaret Muahedesi’yle sınai mülkiyet üst başlığı altında
belirli yükümlülükler altına girmiş ve bu yükümlülüklerin bir kısmının
kalkmasıyla birlikte 1930 yılından itibaren köklü değişikliklere gitmişti. 1931
yılında imzalamış olduğu uluslararası antlaşmaların da gereğini yaparak marka
tescil sistemini yenilemişti. Belirtilen tarihe kadar tescil edilen markalar
alamet-i farika defterine işlenir, hangi markanın kim tarafından tescil
edildiği marka sahibi ve devletin bilgisi dahilinde kalırdı. Yapılan
değişiklikle defter sistemi terk edilmiş ve marka tescilleri Resmî Sınai
Mülkiyet Gazetesi’nde yayınlanmaya başlamıştı. Hem alamet-i farika defterleri
hem de Resmî Sınai Mülkiyet Gazetesi’nde tescil edilen markalarla ilgili
verilen bilgiler neredeyse aynı içerikte olmakla birlikte, format değişmiş ve
çok daha önemlisi marka tescilleri bir gazete aracılığıyla kamuoyuyla
paylaşılmıştır.
TÜBİTAK ARDEB
215K216
Bu araştırmanın verileri TÜBİTAK 1001 kapsamında desteklenen “Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Markalaşma ve Marka Tescilinin Analizi (1871-1931)” isimli 215K216 numaralı projeden alınmıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Proje Numarası | 215K216 |
Yayımlanma Tarihi | 21 Eylül 2019 |
Gönderilme Tarihi | 1 Eylül 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 4 Sayı: 2 |
Bu eser Creative Commons BY-NC-SA 2.0 (Atıf-Gayri Ticari-Aynı Lisansla Paylaş) ile lisanslanmıştır.