Türkiye’de ahşap mimarlık mirası, tarz ve teknik olarak çok çeşitlilik göstermektedir. Geçmişi 13. yüzyıla kadar uzanan ve daha çok İç Anadolu Bölgesi’nde bulunan geleneksel ahşap direkli camiler, Türk mimarlık tarihi açısından büyük bir öneme sahip olmalarına rağmen, ayrıntılı araştırmalara konu olmamıştır. Bu kapsamda, Türkiye’deki en büyük ve en eski ahşap direkli cami olarak kabul edilen Beyşehir Eşrefoğlu Camii örnek yapı olarak seçilmiştir. 13. yüzyılın sonlarında inşa edilen cami, hem yapım tekniğinin detayları, hem de uzun tarihi boyunca uygulanan onarım çalışmaları sayesinde özgünlüğünü büyük ölçüde koruyarak sağlam bir biçimde günümüze ulaşmıştır. Bu çalışmada, öncelikle, ahşap mimarlık mirasının incelenmesi için bir metodoloji önerilmiştir. Bu makalede metodoloji kapsamında yer alan analizlerden biri ele alınarak, yapıda farklı dönemlerde gerçekleştirilen onarım çalışmalarının saptanıp değerlendirilmesi amaçlanmaktadır. Değerlendirme kriteri olarak, uluslararası kabul görmüş ve uygulanması tavsiye edilen ICOMOS Ahşap Komitesi’nin 2017’de yayınlanan ilkeleri baz alınmıştır. Bu ilkeler göz önünde bulundurularak onarım tarihinin incelenmesi ve saptanan farklı dönemler, aynı zamanda koruma yaklaşımlarına ilişkin değişen algı ve tutumları da göstermektedir. Değerlendirme sonuçları, hangi dönemdeki uygulamaların başarılı, hangilerinin başarısız olduğunu ve bunun altında yatan sebepleri göz önüne sermektedir. Onarım tarihi ve yapılan uygulamaların, güncel kriterler ışığında değerlendirilmesi geleneksel koruma tekniklerinin tespitinde kullanılabileceği gibi, onarım tarihinin koruma kararları alınırken daha kapsamlı incelenmesi daha başarılı onarım sonuçları elde edilmesine büyük katkı sağlayacaktır.
Ahşap direkli camiler koruma ve onarım metodoloji ICOMOS Ahşap Komitesi (IIWC) 2017 Prensipleri Beyşehir Eşrefoğlu Camii
The architectural heritage of wood in Turkey is very diverse in terms of style and technique. Although the traditional wooden pillar mosques, which date back to the 13th century and are mostly found in the Central Anatolia Region, have a great importance in terms of Turkish architectural history, they have not been the subject of detailed research. In this context, Beyşehir Eşrefoğlu Mosque, which is considered to be the largest and oldest wooden pillared mosque in Turkey, has been chosen as an exemplary structure. The mosque, which was built in the late 13th century, survived, almost intact, thanks to both the details of the construction technique and the repair works implemented during its long history. In this study, first of all, a methodology for the study of the architectural wooden heritage is proposed. In this article, it is aimed to determine and evaluate one of the analyzes within the scope of the methodology and the repair works carried out in different periods in the structure. The evaluation criteria are based on the principles of the ICOMOS Wood Committee, published in 2017, which are internationally accepted and recommended to be implemented. These different periods also show the changing perceptions and attitudes on conservation approaches. The results of the evaluation reveal which period the applications were successful and which ones were unsuccessful and the underlying reasons for this. While the evaluation of the repair history and the practices in the light of current criteria can be used to determine traditional conservation techniques, a more comprehensive examination of the repair history when making conservation decisions will make a great contribution to achieving more successful repair results.
Wooden pillared mosques preservation repair IIWC 2017 Principles Beyşehir Eşrefoğlu Mosque
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Eylül 2022 |
Gönderilme Tarihi | 22 Ağustos 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 7 Sayı: 2 |
Bu eser Creative Commons BY-NC-SA 2.0 (Atıf-Gayri Ticari-Aynı Lisansla Paylaş) ile lisanslanmıştır.