Bu makalede, Artvin’de yapılan Baraj ve HES projelerinin teknik olarak ne kadar uzun süreçlerde planlandığı ancak bu projelerin gerçekleşeceği alanlardaki kültürel ve tarihi mirasın korunması ve kurtarılmasının bu planlarda yer almayışının olumsuz sonuçları ya da iyi yapılan bazı uygulamaların ise nasıl tesadüflerle gerçekleştiğinin örnekleri anlatılacaktır. Bu makalede, Tanımları yapılmayan, koruma planlaması içeriği olmayan, sadece birkaç cümleden oluşan Koruma Yüksek Kurulu ilke kararı ile hareket eden koruma kurullarının da bu konuda nasıl yetersiz kaldığı, kaybedilen ‘tarih’ in örnekleriyle dile getirilecektir. Her satırda ülke gelişme planlarında eksik kalan koruma uygulama konusunun önemi vurgulanacaktır. Artvin Çoruh Havzasında gerçekleştirilen Baraj ve HES projelerinin on yıllar süren planlamasında, Koruma planlaması fasıllarının olmayışının sonuçları ne yazık ki dramatik olmuştur. Anadolu’daki en eski Türk kültür yaratmaları ve alanları sulara terk edilmiştir. Örneğin, mevcut yerinden başka bir yere taşınarak çok başarılı bir koruma uygulama örneği verilen Hasankeyf Zeynel Mirza türbesi kadar şanslı olmayan üstelik ondan 250-300 yıl önce yapılmış olan Anadolu’nun ilk fatihlerinin iki türbesini kurtarmak mümkün olmamıştır. Ancak, gerçekleşmesi 24-25 yıl süren Deriner baraj projesi planlarının hiçbir yerinde olmayan kültür varlıklarının kurtarılması konusunda, ilgili kurumlardaki bir avuç insanın kişisel gayretleri ile bazı yapıları kurtarmak mümkün olmuştur. Bu makalede, Artvin il merkezine oldukça yakın üç köydeki tarihi üç caminin sulara terkedilmeden, sökülerek belirlenen yeni yerlerinde varlıklarını sürdürme süreçleri anlatılmaktadır. Bu makaleden çıkartılan sonuç şudur; tarihi çevre ve maddi kültür varlıklarını da kapsayan doğal çevrede planlanan baraj, HES vb. projelerin ve bunların kullanımının ekosistem ve biyoçeşitliliğe nasıl bir tesiri olduğu, sosyo-ekonomik ve çevresel etkileri ile bu etkilerdeki değişimin nasıl sonuçlar doğurabileceğinin planlaması yapılırken tüm taşınır taşınmaz kültür varlıkları ve tarihi çevre de hesaba katılmalıdır. Yoksa kaybedilen sadece ‘tarih’ olmayacaktır.
Artvin Çoruh Nehri Barajları Zeytinlik Köyü Oruçlu Köyü İnanlı Köyü Geleneksel Artvin Köy Camileri Bağdadi Kubbeli Camiler
This article discusses, by giving dramatic examples, how the Dam and HEPP projects constructed in Artvin have been planned through a long process and not taking the negative consequences of the lack of conservation and rescue efforts on the cultural and historical heritage in the areas where these projects are conducted and how some well-applied practices were realized by coincidence. It is emphasized that conservation committees, which do not have any guidelines or any conservation plans and acting with the decision of Supreme Board of Conservation composed of only few sentences, are insufficient or ineffective to protect ‘historical monuments’ being lost. The importance of the conservation practices missing in the development plans of the country is emphasized throughout the text. Unfortunately, the consequences of the lack of conservation plan in the chapters or clauses have been dramatic in the planning of the Dam and HEPP projects realized in Artvin Çoruh Basin for decades. The oldest Turkish cultural formations and structures in Anatolia were submerged under the water. For instance, the two tombs of Anatolia’s first Conquerors built 250-300 years before Hasankeyf Zeynel Mirza’s tomb, were not rescued. They were not as fortunate as Mirza’s tomb which had been saved by removing from its original location by a very successful rescue operation. However, it has been possible to rescue some of the structures by the personal efforts of a handful of people from the relevant institutions in Deriner Dam Project, realised in about 25 years, which included no planning for the rescue of cultural assets. This article discusses the process of dismantling three historical mosques in the nearby villages of Artvin that are not submerged under the water and sustained their existence in their new places as determined. The conclusion of this article is as follows; all movable and immovable cultural assets and the historical and natural environment should be taken into consideration during the planning stage of projects such as Dam, HEPP and etc. While planning, it should also be considered how these projects and their use will affect the ecosystem and biodiversity, their socio-economic and environmental impacts and the consequences of the changes. Otherwise the loss will not only be limited to the ‘history’.
Artvin Çoruh River Dams Zeytinlik Village Oruçlu Village İnanlı Village Traditional Artvin Village Mosques Abbasid Domed Mosques
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 29 Haziran 2018 |
Gönderilme Tarihi | 10 Ağustos 2017 |
Kabul Tarihi | 2 Mart 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Sayı: 49 |
Vakıflar Dergisi Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün Haziran ve Aralık aylarında yayımlanan süreli ilmi yayınıdır. Yayın talebiyle Vakıflar Dergisi’ne gönderilen makaleler Yayın Kurulu tarafından ön incelemeye tabi tutulur ve uygun bulunan makaleler incelenmek üzere çift kör hakem sistemiyle alanında uzman en az iki akademisyene gönderilir. Hakem raporları ve Yayın Kurulu kararı ile Vakıflar Dergisi'nde yayımlanması kabul edilen yazıların telif hakkı Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne devredilmiş sayılmakla birlikte yayımlanan makaleler ilgili okuyucular ve araştırmacılar tarafından kaynak gösterilmek koşuluyla kullanılabilir.