Tasavvuf erbâbı tabîatleri gereği mâddî unsurlardan ziyâde mânevî değerleri muhafaza etmeye ve geliştirmeye çalışırlar. Fakat tasavvufî çevrelerin sosyal bir yapıya bürünmeleriyle berâber düşüncelerini ve değerlerini sembolize etmek için mâddî bir kısım edevât da kullanmışlardır. Bunların başında keşkül, teber, tahta kılıç, asâ, gül, hırka gibi unsular gelir. Bu çalışmamızda dervîşlerin kullandıkları mâddî edevâttan birisi olan tahta kılıç ve ifâde ettiği mânâlara bakacağız ve örnekler üzerinden tahlîl etmeye çalışacağız. Tasavvuf ehli tahta kılıç ile ilgili bir hadîs-i şerîfden yola çıkarak mânevî bir disiplin, ahlakî bir prensip ve nefsânî bir terbiye metodu ortaya koymuşlardır. Yeri geldiğinde cihâd ve mücâhede için zāhir kılıcının yanı sıra bâtın kılıcını kullanmışlardır. Manevî kılıcı sembolize eden tahta kılıcın kullanımına dâir tespit ettiğimiz ilk örnek sahābe döneminde Muhammed b. Mesleme’ye aittir. Yaygın bir şekilde kullanımı ise 1200’lü yıllarda büyük tarîkatların kurulduğu dönemde yânî Abbâsî hilâfeti döneminde olmuştur. Memlüklü dönemi kaynaklarından okuduğumuz kadarıyla Yûsuf Selahaddîn-i Eyyûbî ve berâberindeki kalabalık dervîş gurubu bu unsuru yaygın olarak kullanmışladır. Yûsuf Selahaddîn Eyyûbî’nin hem Bağdâd’ta iken hem de Mısır’a sefer düzenlerken berâberindeki kalabalık derviş gurubuyla birlikte zikirler eşliğinde tahta kılıçla yürüdükleri kaydedilmiştir. Bektâşî Velâyetnâmelerinde Anadolu Selçukluları döneminde yaşayan Hacı Bektâş-i Velî’nin himmetleriyle Saru Saltuk’un tahta kılıç kullanarak mânevî bir savaş verdiğini görüyoruz. Velâyet-nâmelerde tahta kılıç kullanımına dâir pek çok örnek vardır. 20 yüzyılda da pek çok dergâh ve câmîde bu tür bir kılıcın sembolik olarak kullanıldığını bizzât müşâhede ettik.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Aralık 2021 |
Gönderilme Tarihi | 30 Eylül 2021 |
Kabul Tarihi | 22 Ekim 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 |