Kur’ân-ı Kerîm’in nüzul dönemine kadar çeşitli bölgelerde ve büyük halk toplulukları tarafından konuşulan Arap dili önemli bir tarihi geçmişe sahip olsa da ancak mîlâdi VII. yüzyıldan itibaren kendi yazılı gramer yapısına kavuşmaya başlamıştır. Arap grameri kaidelerinin oluşturulmasına sosyal, kültürel ve siyasi gerekçeler zemin hazırlamış olmasına rağmen bu hususta başat rolü dinî saikler üstlenmiştir. Kur’ân-ı Kerîm’in okunmasında ortaya çıkan sorunlar dinî sebeplerin en başında gelmektedir. Klasik İslâmî kaynaklar, nahiv ilminin belirtilen gerekçelere istinaden ilk defa Ebu’l-Esved ed-Düelî tarafından ve kendi iç dinamiklerinden hareketle özgün bir şekilde ortaya çıktığını ifade eden doneler vermektedir. Bu durum, XIX. yüzyıla kadar herhangi bir itirazla karşılaşmayan yaygın bir kabul olarak karşımıza çıkmaktadır. XIX. yüzyılda oryantalistler tarafından nahiv ilminin doğuşuna yönelik ortaya atılan birtakım iddialar, bu kabulün tartışılmasına ve bu mevzuda belli bazı tezlerin ortaya çıkmasına aracılık etmiştir. Bu noktada ilk olarak nahiv ilminin özgün olmadığı ve yabancı bir gramerden etkilenerek teşekkül ettiği görüşü dillendirilmiştir. Bu iddiayı ilk defa dile getiren Albert Merx, Arap gramerinin Yunan gramerinin etkisiyle oluştuğunu öne sürmüştür. Oryantalistler içerisinde bu tezi savunanlar olduğu gibi ilgili görüşe karşı çıkanlar da olmuştur. İlgili iddiaya taraftar olanlar içerisinde Süryânîce, Latince, Sanskritçe ve Farsça gibi dilleri de öne sürerek yabancı etki iddiasının çerçevesini genişletenler mevcuttur. Nahiv ilminin doğuşuna yönelik oryantalistlerce dile getirilen bir diğer iddia ise bu ilmin kurucusu olarak kabul edilen kişi veya kişilere yönelik olmuştur. Tabakât kitaplarında ekseriyetle Arap gramerinin kurucusu olarak Hz. Ali ve Ebu’l-Esved ed-Düelî’yi işaret eden rivâyetler, aslı olmayan ve efsane kabilinden rivâyetler olarak değerlendirilmiştir. Bu duruma özellikle o dönemin, dilsel tanım ve kaideleri ortaya koyacak ilmî bir alt yapıya sahip olmaması gerekçe gösterilmiştir. Makalede oryantalistlerin nahiv ilminin doğuşu hususunda dile getirdikleri yabancı etki mevzusu ile nahiv ilminin kurucusu hakkında ileri sürdükleri görüşler ve bu görüşleri savunan oryantalistler ele alınmaktadır. Çalışmada nahiv ilminin herhangi bir yabancı gramerden doğrudan etkilenmediği ve Arapçanın kendi iç dinamikleri ile teşekkül ettiği ortaya konmuştur. Nahiv ilminin kurucusu hakkındaki savların da ilmi bir delile istinat etmediği ve bu görüşlerin iddiadan öteye geçemediği tespit edilmiştir.
Arap dili ve belagatı Nahiv Oryantalizm Nahvin doğuşu Albert Merx
Although the Arabic language, which was spoken in various regions and by large masses of people until the revelation of the Holy Quran, has an important historical past, it began to acquire its own grammatical structure only from the 7th century AD onwards. Although social, cultural and political reasons prepared the ground for the establishment of Arabic grammar rules, religious motives played a leading role in this regard. The problems that arise in reading the Holy Quran are at the forefront of religious reasons. Classical Islamic sources provide data stating that Arabic grammar emerged for the first time by Abu’l-Aswad al- Duʾalī based on the stated reasons and in an original way based on its own internal dynamics. This situation appears as a widespread acceptance that did not encounter any objection until the 19th century. Certain claims put forward by orientalists in the 19th century regarding the emergence of Arabic grammar mediated the discussion of this acceptance and the emergence of certain theses on this subject. At this point, the first view that Arabic grammar was not original and was formed under the influence of a foreign grammar was expressed. Albert Merx, who first voiced this claim, claimed that Arabic grammar was formed under the influence of Greek grammar. While there were those who defended this thesis among orientalists, there were also those who opposed this perspective. Among those who supported the claim, there were those who expanded the framework of the claim of foreign influence by also putting forward languages such as Syriac, Latin, Sanskrit and Persian. Another claim made by orientalists regarding the birth of Arabic grammar was directed to the person or persons accepted as the founder of this science. The narrations in the books of Ṭabaḳāt which mostly pointed to Excellency Ali and Abu'l-Aswad al- Duʾalī as the founders of Arabic grammar, were evaluated as unfounded and legendary narrations. The reason given for this situation was that the period did not have a scientific infrastructure that could reveal linguistic definitions and rules. In our article, the issue of foreign influence expressed by orientalists on the emergence of Arabic grammar, the views they put forward about the founder of Arabic grammar and the orientalists who defended these perspectives are discussed. It has been demonstrated that grammar was not directly influenced by any foreign grammar and that Arabic developed from its own internal dynamics. It has also been determined that the perspectives regarding the founder of grammar lack any scientific evidence and are nothing more than mere assertions.
Arabic language and rhetoric Grammar Orientalism The emergence of grammar Albert Merx
| Birincil Dil | Türkçe |
|---|---|
| Konular | Arap Dili ve Belagatı |
| Bölüm | Araştırma Makalesi |
| Yazarlar | |
| Gönderilme Tarihi | 5 Temmuz 2025 |
| Kabul Tarihi | 16 Kasım 2025 |
| Erken Görünüm Tarihi | 14 Aralık 2025 |
| Yayımlanma Tarihi | 15 Aralık 2025 |
| Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 13 Sayı: 23 |