İslam
hukuk doktrininde bir fiilin veya sözün hükmünü belirleme noktasında kasıt esas
alınır. Kasıt; hukuki işlemlerden elde edilmek istenen neticedir. Bununla
birlikte mükellefin söz veya fiillerinin kasıt sonucu meydana gelmesi halinde
söz ve fiillerine hüküm bağlanır. Bu takdirde bir akdin esasını onunla elde
edilmek istenen hukuki neticeye yöneltilmiş olan tarafların kastı teşkil eder. İslam dini mükelleflerden bir davranışı ortaya
koyduğu zaman bunun bilinçli olarak yapılmasını ve o işe kalben yönelmesini
istemiştir. Dini emir ve yasakların tamamı bir maksadı gerçekleştirmek için
vazedilmiştir. Şari’in emir ve
yasaklardaki maksadı da ya kulların maslahatını temin etmek yada onlardan bir
mefsedeti gidermektir. Mükelleften istenen de bu maksat doğrultusunda hareket
etmesi ve Şari’in maksadından başka bir şeyi kastetmemesidir. Hukuki
tasarrufların geçerli olması noktasında bütün mezheplerin kasta önem verdikleri
görülmektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Kitap Değerlendirmeleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Aralık 2019 |
Gönderilme Tarihi | 15 Mayıs 2019 |
Kabul Tarihi | 3 Kasım 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 |