لقد حكى القرآن قصص العديد من الأنبياء والقبائل الماضية من أجل إيصال الرسالة التي يريد أن يوجهها إلى المرسل إليه. وقد روى القرآن الروايات الواردة في الكتاب المقدس بما يتوافق مع الغرض منه ، وذلك بتصحيح النقاط المحرفة ، وعدم الخوض في التفاصيل الواردة في الكتاب القديم. إحدى القصص التي رويت في القرآن والكتاب المقدس أنها قصة داود والمدعين. في هذه الدراسة يتناول تقييم قصة داود والمدعين والآراء المعبر عنها في تفسير القصة في سياق مشكل القرآن. منذ العصور القديمة وحتى يومنا هذا ، اعتمد المعلقون تفسيرات مختلفة لقصة داود والمدعين. يقوم بعض المفسرين ، مع مراعاة المعنى الحرفي للآيات ، بتفسير الآيات بناءً على حقيقة أن الحالة الموصوفة في القصة حقيقية. من ناحية أخرى ، يفسر البعض المثل بناءً على افتراض أن حدث الحالة يعبر عن تعبير تمثيلي ، وليس حدثًا حقيقيًا. المفسرون الذين يتبنون هذا الفهم ينقسمون أيضًا إلى قسمين: أولئك الذين يفسرون الحكاية على الروايات
المروية وأولئك الذين يفسرون الحكاية فوق الصياغة. في هذه المقالة سيتم حل الأعمال المختلفة التي ظهرت وفقًا لأسلوب تفسير المعلقين في سياق التفسيرات التي قدمها نفس المعلقين
The Qur’an has told the stories of many prophets and past tribes in order to convey the message it wants to give to its addressee. The Qur’an has narrated the stories that were narrated in the Bible in accordance with its purpose, by correcting the distorted points and without going into the details reported in the ‘Kutub-i al-Qadim’. One of the stories told in both the Qur’an and the Bible is Dawoud (David) and the plaintiffs. In this study, the story of Dawoud and the plaintiffs deals with the evaluation of the story of Davud and the plaintiffs and the opinions expressed in the interpretation of the story in the context of Mushkil al-Quran al-Karim. From the earliest times to the present day, commentators have adopted different interpretations of the story of Dawoud and the plaintiffs. Some commentators, taking into account the literal meaning of the verses, interpret the verses based on the fact that the case described in the story is real. On the other hand, some interpret the parable based on the assumption that the case event expresses a representative expression, not a genuine event. The commentators who adopt this understanding are also divided into two as those who interpret the tale over the narrated narrations and those who interpret the tale over wording. The main reason why commentators adopt different interpretations of the tale is that the narrations about the background of the tale, primarily from the Bible, whether to be accepted or not. It is stated that the different opinions expressed in the article by the commentators, whom we have included in the classification, with the fear that they will harm the authority of prophethood, are difficult for the understanding of the story. In this article, different works that emerged according to the interpretation style of the commentators will be resolved in the context of the interpretations made by the same commentators.
Kur’an-ı Kerim, vermek istediği mesajını muhatabına iletmek için birçok peygamberin ve geçmiş kavimlerin kıssalarını anlatmıştır. Kur’an, Kitab-ı Mukaddes’te de tahkiye edilen kıssaları tahrif edilmiş noktaları tashih ederek ve Kütüb-i Kadime’de nakledilen ayrıntılara girmeden maksadına uygun bir şekilde anlatmıştır. Hem Kur’an’da hem de Kitab-ı Mukaddes’te anlatılan kıssalardan biri Hz. Dâvûd ile davacılar kıssasıdır. Bu çalışmamız da, Sâd suresinde anlatılan Hz. Dâvûd ile davacılar kıssasının ve kıssanın tefsiri sadedinde serdedilen görüşlerin, Müşkilu'l-Kur'an bağlamında değerlendirilmesini konu edinmektedir. Hz. Dâvûd ve davacılar kıssasıyla ilgili ilk dönemlerden günümüze kadar müfessirler farklı tefsir anlayışları benimsemişlerdir. Bir kısım müfessir, ayetlerin literal anlamını dikkate alarak kıssada anlatılan dava olayının gerçek oluşu üzerinden ayetleri tefsir etmektedir. Bir kısmı ise, dava olayının hakiki bir olayı değil, temsili bir anlatımı ifade ettiği kabulünden hareketle kıssayı tefsir etmektedir. Bu anlayışı benimseyen müfessirler de, kıssayı nakledilen rivayetler üzerinden tefsir edenler ve kıssayı lafız üzerinden tefsir edenler olarak ikiye ayrılmaktadır. Müfessirlerin kıssayla ilgili farklı tefsir anlayışı benimsemelerinin en temel sebebi, kıssanın arka planıyla ilgili başta Kitab-ı Mukaddes’ten nakledilen rivayetlerin kabul edilip edilmemesidir. Tasnifte yer verdiğimiz müfessirler tarafından nübüvvet makamına zarar vereceği endişesiyle makalede yer verilen farklı görüşlerin kıssanın anlaşılmasında işkal arz ettiği belirtilmektedir. Bu makalede, müfessirlerin tefsir biçimine göre ortaya çıkan farklı işkaller, yine aynı müfessirlerin yaptıkları teviller bağlamında çözüme kavuşturulacaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 22 Haziran 2022 |
Yayımlanma Tarihi | 15 Haziran 2022 |
Gönderilme Tarihi | 18 Ocak 2022 |
Kabul Tarihi | 9 Nisan 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 10 Sayı: 16 |