İşletmelerin paydaşlarını oluşturan
müşterilerin, tedarikçilerin, hissedarların, kamu kuruluşlarının, sivil toplum
örgütlerinin, sendikaların, işletme çalışanlarının, yerel halkın vb. özellikle
işletmelerin sosyal sorumlulukları boyutundaki beklentilerinde değişmeler
yaşanmaktadır. Bu kesimler artık, işletme uygulamalarının ahlâkî boyutuna daha
fazla duyarlılık göstermeye başlamıştır. Buradan hareketle pek çok örgüt, etik
ilkeler geliştirme ya da etik komisyonları oluşturma gibi çabalar içine
girmektedir. Bu çabaların ahlâkî açıdan değerlendirilmeye çalışılması ise iş
etiğinin konusunu oluşturmaktadır. Bu kapsamda işletme çalışanları ile işletme
paydaşları arasındaki ilişkilerde, bir yandan ahlâkî açıdan karşılıklı
yükümlülüklerin altı çizilmeye çalışılırken, diğer yandan da ahlâkî davranışın
ne olduğu, nasıl sağlanacağı ve sonuçları üzerinde durulur. Öte yandan iş
etiği, etiğin bir alt disiplinini oluşturur ve bu yönüyle de etikten ayrı
düşünülmemesi gerekir. Ayrıca, iş etiği kavramına yakın kavramların da yazında
sıklıkla kullanıldığı görülmektedir. Ancak bu konuda bir kavram kargaşası
yaşanmakta ve kimi kavramlar bilerek ya da bilmeyerek birbirinin yerine
kullanılmakta ya da kavramlara yanlış anlamlar yüklenmektedir.
Bölüm | Makaleler |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Mayıs 2006 |
Gönderilme Tarihi | 28 Temmuz 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2006 Sayı: 2 |
Verimlilik Dergisi Creative Commons Atıf-GayrıTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY-NC 4.0) ile lisanslanmıştır.