Aile, tarihi süreçte sürekli form değiştirse de temelinde aynı ereksel nedeni barındırır. Oluşumunun kökeninde, insanın temel ihtiyaçlarından biri olan cinselliğin yer alması, ailenin devamı ve sürekliliğini sağlayan nedenlerdendir. Günümüz uygarlığı içerisinde problem olarak yer alan toplumsal cinsiyet kavramı da aile içerisinde gerçekleşen bazı eylemlerin, dışarıya; yani toplumsal alana kaydırılması sonucu belirmiş ve yayılmıştır. Bunlarla birlikte ailelerin kurulması; dolayısıyla insanların gittikçe çoğalması, hem doğa hem de insan açısından büyük felaketlerin gerçekleşmesi ihtimalini doğurmuştur. Tarihte, üremeyi kontrol altına almaya çalışan ve insan soyunu kendi tekelinde yönetme misyonu güden birtakım iktidarlar var olmuştur. Bunların eylemleri, söz konusu doğa-insan dengesini kurmaya yönelik değildir; ancak üreme ve insan sayısını kontrol altına almaya yönelik faydacı eğitimler, hem insanın hem de doğanın akıbeti için uygulanabilir.
Although the family constantly changes form in the historical process, it has the same final cause. One of the reasons for the continuity of the family is sexuality, which is one of the basic human needs, is at the root of its formation. The concept of gender, which is a prolem in today's civilization, means that some of the actions that take place within the family, to the outside; in other words, it appeared and spread as a result of shifting to the social sphere. Along with these, the establishment of the family; Therefore, the increasing number of people has created the possibility of great disasters for both nature and human. In history, there have been a number of powers that tried to control reproduction and whose mission was to rule the human race under their own monopoly. Their actions are not aimed at establishing this nature-human balance; However, utilitarian trainings aimed at controlling the reproduction and human number can be applied for the fate of both human and nature.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 30 Haziran 2022 |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2022 |
Gönderilme Tarihi | 27 Nisan 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Sayı: 3 |
ViSBiD, MLA ve Crossref tarafından indekslenmektedir. Ayrıca Index Copernicus takip sistemine alınmıştır.