The Islamic world, which entered the modern era with defeats against the West, faced serious crises in all areas of life. Initially manifested in a political-military and socio-economic nature, these crises, also influenced by the psychology of defeat, plunged some Muslims into an intellectual crisis that led them to question their own origins. As a result, modern movements emerged that found common ground in reinterpreting the traditional understanding of Islam as a solution to problems. One of these movements is the thought of historicism in Islam. Although the roots of historicism, which emerged in the West under its own historical conditions, can be traced back to the ancient era as a way of understanding history, it can be said that in its form close to today's form, it emerged as a reaction to the absolute dominance of reason and the progressive understanding of history during the period of Enlightenment with its both a philosophical dimension and an ideological dimension, and that it was a method aimed at understanding human facts and texts. When it comes to the Islamic world, the approach in question has generally come to the fore with its evaluations of practical rulings as a method of understanding that assumes that some agreed religious provisions are historical and therefore need to be changed according to the conditions of the modern era and that the Quran should be read from a historicist perspective within this framework. In this respect, it has been a thought mostly addressed in the tafsir departments in the academic world. However, in terms of its own consistency, it is an academic necessity for a historicist approach to establish a theoretical ground that includes the re-determination of some basic concepts in religion in relation to the large-scale changes it proposes to make in the practical field. Indeed, among those who defend the historicist thought, there have been those who have gone beyond the practical dimension mentioned above. For them, historicist thought has a comprehensiveness beyond the rulings that concern the field of practical rulings. While for some, the Quran is perceived as the word of the Prophet, it has been seen as completely historical except for some basic messages, while other historicists have expanded the field of the historicism to include God and His attributes. However, this dimension of the issue, which mostly concerns the science of theology, has not been sufficiently addressed. When the sensitivity and basic dynamics of religion in terms of belief are taken into consideration, the importance and necessity of discussing the theoretical dimension in question, rather than the practical dimension that is the subject of more discussion, goes without saying. Therefore, in this study, historicist thought will be tried to be presented with its dimension in fundamental issues of religion such as the conception of God through Hasan Hanafi. In this context, the article, where the qualitative and analytical method will be applied, will discuss the historicist thoughts that have developed in the West and the Islamic world after the introduction section, which will introduce and address the importance of the subject, and then the historicist approach of Hasan Hanafi together with the concept of god will be presented, and the relationship between these two and the methodological consistency of this relationship will be evaluated, and in the last section, a conceptualization proposal will be presented in the context of historicism. The study will be concluded with the conclusion section, which includes some opinions and suggestions.
Modern döneme Batı karşısında aldığı mağlubiyetlerle giren İslâm dünyası, hayatın tüm alanlarında ciddi krizlerle karşı karşıya kalmıştı. Başlangıçta siyasi-askeri ve sosyo-ekonomik bir nitelikle tezahür eden bu krizler mağlubiyet psikolojisinin de etkisiyle bazı Müslümanları kendi asıllarını sorgulaya kadar varan entelektüel bir krizin içerisine düşürmüştü. Bunun neticesinde de sorunların çözümü sadedinde geleneksel İslâm anlayışının yeniden yorumlanıp anlaşılması ortak paydasında buluşan ve yeni yaklaşımlar içeren modern akımlar ortaya çıkmıştır. Bu akımlardan biri de İslâm’da tarihselcilik düşüncesidir. Batı’da kendine has tarihsel şartlarda ortaya çıkan tarihselciliğin tarihi anlama biçimi olarak kökleri ilk çağa kadar götürülebilse de bugünkü formuna yakın şekliyle aydınlanma devrinde aklın mutlak hakimiyetine ve dönemin ilerlemeci tarih anlayışına tepki olarak ortaya çıkan, felsefî boyutuyla beraber ideolojik yönü de olan, beşerî olgu ve metinleri anlamaya yönelik bir yöntem olduğu söylenebilir. İslâm dünyasına gelindiğinde ise söz konusu yaklaşım genel olarak, üzerinde ittifak edilmiş bazı dînî ahkâmın tarihsel olduğunu bu sebeple de modern dönemin şartlarına göre değiştirilmesi gerektiğini ön gören ve bu çerçevede Kur’ân’ın tarihselci bir perspektif üzerinden okunması lüzumunu öne süren bir anlama metodu olarak amelî hükümlere dair değerlendirmeleriyle ön plana çıkmıştır. Bu yönüyle akademi dünyasında çoğunlukla tefsir kürsülerinde ele alınan bir düşünce olmuştur. Ancak kendi tutarlığı açısından tarihselci bir yaklaşımın, amelî sahada yapılmasını teklif ettiği büyük çaplı değişikliklerle ilgili olarak dindeki bazı temel tasavvurların yeniden belirlenmesini de içeren teorik bir zemini inşâ etmesi akademik bir gerekliliktir. Nitekim Tarihselci düşünceyi savunanlar içinde, yukarıda zikredilen amelî boyutun ötesine geçenler olmuştur. Onlar için tarihselci düşünce, muamelat alanına tealluk eden ahkamın da ötesinde bir kapsayıcılığı haizdir. Bazısı için Kur’an, Hz. Peygamber’in sözü olarak telakki edilirken bir kısım temel mesajlar hariç tamamen tarihsel olarak görülmüş, diğer bir kısım tarihselciler de tarihsel olanın alanını Allah’ı ve sıfatlarını da içine alacak şekilde genişletmiştir. Ne var ki meselenin daha çok kelâm ilmini ilgilendiren bu boyutu yeterince ele alınmamıştır. Dinin inanç noktasındaki hassasiyeti ve temel dinamikleri göz önünde tutulduğunda, daha çok tartışmaya konu edinilen amelî boyuttan ziyade, bahsi geçen teorik boyutunun arz ettiği önem ve tartışılmasının gerekliliği izahtan varestedir. Dolayısıyla bu çalışmada tarihselci düşünce, Hasan Hanefî üzerinden ilâh tasavvuru gibi dinin temel meselelerindeki boyutuyla ortaya konmaya çalışılacaktır. Bu çerçevede nitel ve analitik yöntemin tatbik edileceği makalede, konunun tanıtım ve öneminin konu edildiği giriş bölümünün ardından batıda ve İslâm dünyasında neşvünemâ bulan tarihselci düşünceler ele alınacak, sonrasında ise Hasan Hanefî’nin tarihselci yaklaşımı ile beraber ilâh tasavvuru ortaya konarak bu ikisi arasındaki ilişki ve bu ilişkinin metodolojik tutarlılığı değerlendirmeye tabi tutulacak ve son bölümde ise tarihselcilik bağlamında bir kavramsallaştırma teklifi sunulacaktır. Çalışma bazı görüş ve önerilerin yer aldığı sonuç bölümü ile de nihayete erdirilecektir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Kelam |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2024 |
Gönderilme Tarihi | 26 Eylül 2024 |
Kabul Tarihi | 16 Aralık 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 10 Sayı: 2 |
Yakın Doğu Üniversitesi İslam Tetkikleri Merkezi Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.