تتناول هذه المقالة دراسة مقارنة بين معايير الفحولة في الشعر العربي كما طرحها كلٌّ من الأصمعي (ت. 216 /831) وابن سلّام الجمحي (ت. 231/845)، وهما من أبرز نقّاد الأدب العربي. يأتي مفهوم "الفحولة" كأحد الركائز الأساسية في النّقد الشعري القديم؛ حيث كان مقياسًا لتحديد قوة الشاعر وقدرته على الإبداع والابتكار. وقد ظهر هذا المصطلح مع الأصمعي في كتابه "طبقات فحول الشعراء"، ثم ابن سلّام في كتابه "طبقات الشعراء" وشهد المصطلحُ تطورًا ملحوظًا حتى أصبح نظرية. يتركّز البحث على تحليل الفوارق والتقارب بين هذين الناقدين في أسس تقييمهما للشعراء، ومعرفة الصفات التي يجب أن تتوفّر في الشاعر ليصبح فحلًا. وتبدأ الدراسة بعرض لمفهوم الفحولة عند الأصمعي الذي يرى أنَّ الفحولة ترتبط بجودة الألفاظ والقدرة على التحكم في اللغة، بحيث يكون الشاعر قادرًا على استخدام كلمات قوية ومؤثرة. ويُؤكد الأصمعي على أهمية البراعة اللغوية والمعرفة بالشعر القديم كمعيار أساسي لتقييم الشاعر الفحل. وفي المقابل يتبنّى ابن سلّام مفهومًا أوسع للفحولة، حيث تتركّز دراسته على الخلفيّة الاجتماعية والتاريخية للشاعر، ويعتبر أنَّ الشاعر الفحل هو الذي يعبّر عن قضايا عصره وينقل هموم مجتمعه بصدق وواقعية، وصنّف الشعراء إلى طبقات متتالية وفقًا لمستوى إتقانهم الشعريّ. وتسعى هذه الدراسة إلى استعراض النّقاط المشتركة والمختلفة بين هذين الناقدين، وتحليل الدّلالات النّقدية التي تنطوي عليها هذه الاختلافات. فالأصمعي تبنَّى نهجًا ثابتًا في تقييم الفحولة، حيث صنَّف الشعراء إلى فئتين: فحول وغير فحول، واتَّسمت تعليقاته بالإيجاز والاختصار، ممّا انعكس على حجم كتابه الذي لم يتجاوز خمسين صفحة. واشترط الأصمعي غزارة الشعر وطوله ليعتبر الشاعر فحلًا، وفضّل شعراء العصر الجاهلي على غيرهم؛ لما في شعرهم من جزالة ووضوح يُجسّدان حياة البدو البسيطة. بالمقابل فقد تبنّى ابن سلّام نظرة مختلفة؛ إذ صنّف الشعراء إلى طبقات من العصرين الجاهلي والإسلامي وفقًا لبراعتهم الشعرية، معتبرًا أنّ جميعهم من الفحول لكن بدرجات متفاوتة واضعًا في كل طبقة أربعة من أبرز الشعراء بترتيب تاريخي عام دون التزام صارم بالتسلسل الزمني، أدّى ذلك إلى جمعه بين شعراء من فترات مختلفة، ممّا عرّض منهجه لبعض الانتقادات. كذلك اعتمد ابن سلّام في تقييمه للشعراء على مبدأ التشابه، ووازى بين شعراء الطبقة الأولى من الجاهليين ونظرائهم من الإسلاميين وفقًا لصفات مشتركة، كالفحش، وسلاسة الشعر وجزالة الألفاظ، وتنوع الأغراض الشعرية. وتظهر أيضًا ملامح المشابهة في دين الشاعر، حيث جمع الشعراء اليهود في طبقة واحدة. وهذا الاختلاف بين منهج الأصمعي وابن سلّام في التناول والتحليل، يعكسُ تنوع الأساليب النقدية في الفكر العربي القديم؛ حيث ركّز الأصمعي على الفحولة من منظور لغوي يُعنى بجزالة الألفاظ وقوة العبارة، بينما قدّم ابن سلّام للفحولة بُعدًا نقديًا أعمق يجسّد التفوق الإبداعي للشاعر وقدرته على التميز في ميدان الشعر
Bu makale, Arap şiirinde el-Asmaʿî (ö. 216/831) ve İbn Sellâm el-Cumahî (ö. 231/845) tarafından ortaya konulan fuhûle (usta şairlik) kriterleri hakkında bir karşılaştırmalı incelemeyi ele almaktadır. el-Asmaʿî ve İbn Sellâm, Arap edebiyatının en önemli eleştirmenlerindendir. Fuhûle kavramı, eski şiir eleştirisinin temel dayanaklarından biri olarak kabul edilirdi ve şairin yaratıcılık gücünü ve yenilik ortaya koyabilme yeteneğini belirlemek için bir ölçüydü. Bu terim, el-Asmaʿî’nin Tabakâtu Fuhûli’ş-Şuarâ adlı eserinde ortaya çıkmış, ardından İbn Sellâm’ın Tabakâtu’ş-Şuarâ adlı eserinde de yer almıştır. Bu kavram önemli bir gelişim göstererek bir teori hâline gelmiştir. Araştırma, bu iki eleştirmenin, şairleri değerlendirme esaslarındaki farklılıklar ve benzerlikler üzerine yoğunlaşmakta ve bir şairin fahl (usta şair) olabilmesi için sahip olması gereken nitelikleri belirlemeye çalışmaktadır. Çalışma, el-Asmaʿî’ye göre fuhûle kavramının sunulmasıyla başlamaktadır. Şöyle ki el-Asmaʿî, fuhûlenin kelimelerin gücü ve dil üzerindeki hâkimiyetiyle ilişkili olduğunu düşünmektedir. el-Asmaʿî, şairin güçlü ve etkileyici kelimeler kullanabilme yeteneğine sahip olması gerektiğini savunur. Aynı zamanda fahl olan şairin değerlendirilmesinde temel ölçüt olarak dilsel beceriye ve eski şiir bilgisine vurgu yapar. Buna karşılık, İbn Sellâm, fuhûle kavramına daha geniş bir açıdan bakarak sosyal ve tarihsel arka plana odaklanır. Ona göre fahl, çağına ait sorunları samimiyetle ve gerçekçi bir şekilde dile getiren kişidir. O, şairleri, şiirsel yetkinliklerine göre farklı sınıflara ayırmıştır. Bu çalışma, zikredilen iki eleştirmen arasındaki ortak ve farklı noktaları incelemeyi ve bu farklılıkların içerdiği eleştirel anlamları analiz etmeyi amaçlamaktadır. el-Asmaʿî, fuhûle için sabit bir yaklaşım benimsemiş ve şairleri fahl ve fahl olmayan şairler olarak iki gruba ayırmıştır. el-Asmaʿî’nin yorumları özlü ve kısa bir biçimdedir. Bu da eserinin elli sayfayı geçmeyen boyutuna yansımıştır. el-Asmaʿî, şairin fahl kabul edilmesi için şiir sayısının çok olmasını ve şiirlerinin uzunluğunu bir ölçüt olarak belirlemiş, şiirlerinde bedevi hayatının sadeliğini güçlü ifadelerle ve açık bir dille yansıttıkları için Cahiliye dönemi şairlerini diğerlerine tercih etmiştir. Buna karşılık İbn Sellâm, farklı bir yaklaşım benimsemiştir. Bu yaklaşıma göre tüm şairlerin fahl olduklarını kabul ederek onları Cahiliye dönemi ve İslami dönem olmak üzere iki sınıfa ayırmıştır. Ancak bunu, kronolojiyle kesin bir bağlantı olmadan, genel bir tarihi sıralamayla, her sınıfa en meşhur dört şairi koyarak yapmıştır. Böylece o, farklı dönemlerden şairleri bir araya getirmiş, bundan dolayı da yöntemi konusunda bazı eleştiriler almıştır. İbn Sellâm, şairleri değerlendirirken benzerlik ilkesini esas alarak aynı sıradaki Cahiliye dönemi şairleri ile İslami dönem şairleri arasında müstehcenlik, şiirin akıcılığı, dilin gücü ve tema çeşitliliği gibi ortak özelliklere göre paralellik kurmuştur. Ayrıca, şairlerin dini kimliğini de bir benzerlik unsuru olarak kullanıp Yahudi şairleri aynı sınıf altında toplamıştır. el-Asmaʿî ile İbn Sellâm’ın inceleme ve analiz yöntemleri arasındaki bu farklılık, eski Arap düşüncesindeki eleştirel yaklaşımların çeşitliliğini ortaya koymaktadır. el-Asmaʿî, fahl kavramına dilin zenginliği ve ifadelerin gücüne odaklanan dilsel bir perspektiften yaklaşırken İbn Sellâm bu kavrama, şairin yaratıcılığını ve özgünlüğünü yaratıcılık gücünü ve yenilik ortaya koyabilme yeteneğini yansıtan daha derin bir eleştirel boyut kazandırmıştır.
Arap Edebî Tenkidi Fuhûle Asmaʿî İbn Sellâm Karşılaştırmalı İnceleme.
This article is a comparative study of the criteria for fuḥūla in Arabic poetry as put forward by al-Aṣmaʿī (d. 216/831) and Ibn Sallām al-Jumahî (d. 231/845). Al-Aṣmaʿī and Ibn Sallām are two of the most important critics of Arabic literature. The concept of fuḥūla is considered one of the main pillars of ancient poetry criticism and was a measure to deter-mine the poet's power, creativity and ability to innovate. The term originated in al-Aṣmaʿī's “Ṭabaqāt al-fuḥūla al-Shuʿarā” and then appeared in Ibn Sallām's “Ṭabaqāt al-Shuʿarā”, where it developed sig-nificantly into a unified theory. This study focuses on the differences and similarities between these two critics' principles of evaluating poets and tries to identify the qualities that a poet must possess in order to be a Fahl (master poet). The study begins by presenting the concept of fuḥūla/master poet according to al-Aṣmaʿī. Al-Aṣmaʿī believes that Fuhūla is related to the quality of words and mastery over language. He argues that the poet must have the ability to use powerful and impressive words. Al-Aṣmaʿī emphasizes linguistic skill and knowledge of ancient poetry as the main criteria for evaluating the poet who is Fahl. Ibn Sallām, on the other hand, takes a broader view of the concept of fuḥūla and focuses on the social and historical background. According to him, a Fahl is a person who sincerely and realistically articulates the problems of his age. He categorized poets into successive classes according to their poetic competence. This study aims to examine the commonalities and differences between these two critics and to analyze the critical meanings these differences contain. This article examines the fixed approach of al-Aṣmaʿī in evaluating fuḥūla, where he classifies poets into two categories: fuḥul and non-fuḥul. His comments are characterized by brevity, reflected in the concise nature of his work, which does not exceed fifty pages. al-Aṣmaʿī used the large number of poems and the length of the poems as a criterion for a poet to be considered a faḥl, and he preferred the poets of the Jahiliyyah period to others because they reflected the simplicity of Bedouin life in their poems with strong expressions and clear language. Ibn Sallām, on the other hand, adopted a different approach. According to this approach, he accepted that all poets were faḥl and divided them into two classes: the Jahiliyyah period and the Islamic period. However, he did so in a general historical order, without a strict connection to chronology, by placing the four most famous poets in each class. In this way, he brought together poets from different periods, for which he received some criticism about his method. Ibn Sallām based his evaluation of the poets on the principle of similarity, drawing parallels between the poets of the Jahiliyyah period and the poets of the Islamic period according to common characteristics such as obscenity, fluency of poetry, power of language, and diversity of themes. This difference between al-Aṣmaʿī and Ibn Sallām's methods of examination and analysis reveals the diversity of critical approaches in ancient Arabic thought. While al-Aṣmaʿī approaches the concept of faḥl from a linguistic perspective focusing on the richness of language and the power of expressions, Ibn Sallām approaches it from the perspective of the poet's creativity and originality, the power of creativity and the ability to innovate.
Arabic Criticism Fuḥūla Al-Aṣmaʿī Ibn Sallām Comparative Analysis.
Birincil Dil | Arapça |
---|---|
Konular | Arap Dili ve Belagatı |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2024 |
Gönderilme Tarihi | 26 Eylül 2024 |
Kabul Tarihi | 28 Kasım 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 10 Sayı: 2 |
Yakın Doğu Üniversitesi İslam Tetkikleri Merkezi Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.