Whether it should be known or not the reasons of religious judgment which is an addressing of God and His Prophet concerned the acts of the obliged? This question had been discussed throughout the history of Islamic law. These discussions were in general about religious judgments related to transactions and punishments. Some interpreters of Islamic law said that jurisprudence could not be done about religious judgment because the obliged do not know reasons of canonical judgments. But some other interpreters of Islamic law said that jurisprudence is always possible because canonical judgments have a lot of wisdom and purpose; canonical judgments are related to worshipping therefore they are open to jurisprudence. In this discussion, issues about originals of worship have been considered as a field related to worshipping therefore closed to jurisprudence by both groups. However, details on issues concerning the implementation of worship had, by the time, a number of changing, and circumstances always change, therefore some jurisprudence should be done in order to facilitate the acts of worship. When we examined the Islamic law sources, we found that many arrangements concerning the implementation of worship had been made throughout the history of Islamic law.
Worship Jurisprudence Canonical Judgment Islamic Law Deduction.
Allah ve Rasulü’nün, mükelleflerin fiillerine ilişkin hitabı olan şer’i hükümlerin gerekçelerinin
bilinip bilinmemesi hususu İslam hukuk tarihi boyunca tartışılmıştır. Söz
konusu tartışma ibadetler muamelat ve ukubat konuları ile ilgili şer’i hükümlerin geneli
üzerinden yapılmıştır. Bir kısım müçtehitler şer’i hükümlerin gerekçelerinin mükelleflerce
bilinemeyeceğini (şer’i hükümlerin taabbudi olduğunu) bu nedenle de şer’i hükümlerde
içtihat yapılamayacağını söylemişlerdir. Müçtehitlerin çoğunluğu ise şer’i hükümlerin
bir takım hikmet, maksat ve illetleri olduğundan ta’lil edilebileceğini, dolayısıyla içtihada
açık olduğunu ifade etmişlerdir. Bu tartışmada ibadetlerin asıllarıyla ilgili konular her iki
grup tarafından da taabbüdi kabul edilmiş, değişim ve içtihada kapalı bir alan olarak
değerlendirilmiştir. Ancak ibadetlerin uygulamasına ilişkin detay konularda zamanın ve
şartların değişmesiyle ibadetlerin ifasını kolaylaştırmak amacıyla bir takım içtihatların
yapılabileceği de ifade edilmiştir. Klasik İslam hukuku kaynaklarını incelediğimizde
ibadetlerin uygulamasına ilişkin birçok düzenlemenin yapıldığını görmekteyiz.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Aralık 2013 |
Gönderilme Tarihi | 30 Aralık 2013 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2013 Cilt: 3 Sayı: 5 |
-