Küresel müşterekler kavramı, hassas bölgelere dirençlilik temelli bir yaklaşımın yolunu açmıştır. Jeopolitik ve ekonominin kesiştiği noktada atmosfer, Antarktika, Açık Denizler ve uzay, iklim değişikliğinin olumsuz etkileri nedeniyle krizde. Bu nedenle, bu araştırma uluslararası ilişkilere yönelik mevcut insan merkezli yaklaşımı sorgulamaktadır. Özellikle son yıllarda yaşadığımız ekolojik krizlere çözüm üretemeyen devlet ve kurumlara karşı sistemli bir yeniden yapılanma sürecine önem vermektedir. Bu yeniden yapılanma sürecinde gezegensel siyaset, sistemik bir değişim önerisiyle uluslararası ilişkiler literatürüne hakim olmuştur. Ekolojik değişimin yıkıcı olduğu Arktik bölgesinde mevcut uluslararası kurum ve politikaların yetersiz olduğunu düşünen Arktik uluslararası ilişkiler literatüründe gezegensel siyaset argümanlarına uyarlanabilir. Ayrıca Arktik bölgesi üzerindeki gezegensel siyaset düşüncesi de, özellikle yeşil teori ile ilgili çalışmalar göz önüne alındığında, benzer argümanlara sahiptir. Yeşil teorinin Arktik uluslararası ilişkiler literatüründe çözüm sağlayıcı bir paradigma olarak ortaya çıktığı bilinmektedir. Buna göre, gezegensel siyaset perspektifini benimseyen bu araştırma, çevre ve kalkınma sorunlarının ve bunlarla bağlantılı ihtilaf konularının Arktik'te nasıl çözümlendiğini özetlemeye çalışmaktadır.
Bu çalışmanın, özgün bir çalışma olduğunu; çalışmanın hazırlık, veri toplama, analiz ve bilgilerin sunumu olmak üzere tüm aşamalarından bilimsel etik ilke ve kurallarına uygun davrandığımı; bu çalışma kapsamında elde edilmeyen tüm veri ve bilgiler için kaynak gösterdiğimi ve bu kaynaklara kaynakçada yer verdiğimi; kullanılan verilerde herhangi bir değişiklik yapmadığımı kabul ederek etik görev ve sorumluluklara riayet ettiğimi beyan ederim. Herhangi bir zamanda, çalışmayla ilgili yaptığım bu beyana aykırı bir durumun saptanması durumunda, ortaya çıkacak tüm ahlaki ve hukuki sonuçlara razı olduğumu bildiririm.
The concept of the global commons has paved a resilience-based approach to vulnerable regions. At the nexus of geopolitics and economics, the atmosphere, Antarctica, the High Seas, and outer space are in crisis due to the negative effects of climate change. Therefore, this research interrogates the current anthropocentric approach to international relations. It attaches importance to a systematic process of reconstruction, especially against the states and institutions that cannot provide a solution to the ecological crises we have been experiencing in recent years. In this reconstruction process, planetary politics has been dominant in the international relations literature through its suggestion of a systemic change. Planetary politics arguments can be adapted within the Arctic international relations literature that considers the existing international institutions and politics as insufficient in the region, where ecological change is disruptive. Besides, the thought of planetary politics over the Arctic region has similar arguments, especially when considering studies associated with green theory. It is known that green theory emerged as a solution-providing paradigm in the Arctic international relations literature. Accordingly, by adopting the planetary politics perspective, this research tries to outline how the environmental and development issues and their associated dispute matters are being settled in the Arctic
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Çevresel Antropoloji |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 24 Ekim 2023 |
Gönderilme Tarihi | 19 Eylül 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 13 Sayı: 2 |