Sosyal hayatın gerekleri ve hukuki güvenliğin sağlanması için davaların bir noktada sona erdirilmesi ihtiyacı “kesin hüküm” kavramını doğurmuştur. Kesin hükümle birlikte, artık sorunun çözüldüğü ve gerçeğe ulaşıldığı kabul edilir. Fakat adaletin yanılması veya sonuca etkili bir kısım adli hataların yapılması her zaman mümkündür. Bu durumda, bir yanda kesin hükmün bağlayıcılığı, diğer yanda ise hatanın düzeltilerek adaletin yeniden tesis edilmesi zorunluluğu söz konusu olur. Ancak bu iki değerden birini tamamen feda etmenin imkansızlığı karşısında, bunların telif edilmesi zorunluluğu doğmuş ve yargılamanın yenilenmesi kurumu ortaya çıkmıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Research Article |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Ocak 2009 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2009 Sayı: 11 |