Referandumların kullanımı son otuz yılda önemli ölçüde artmıştır. Son dönemde Türkiye’de yapılan referandumlar, referandumların ciddi değişimlerin yaşandığı ve politik belirsizliğin olduğu dönemlerde ciddi bir artış gösterdiğini iddia eden görüşleri destekler niteliktedir. Bu çalışmamızda Türkiye’nin 2007 ve 2017 referandumlarına yer verilecektir. Bu bağlamda cevaplanması gereken bazı önemli sorular ortaya çıkmaktadır: Özellikle kriz dönemlerinde referandumlar hangi ölçüde ve nasıl anayasal çözümler sunabilmektedir? Referandumlar anayasal bir krizi başlatabilir mi yahut mevcut bir krizi daha da derinleştirebilir mi? Bu ve benzeri sorulara cevap verebilmek amacıyla, çalışmamızın ilk bölümünde referandumların uygulanmasına ilişkin farklı perspektifleri de içeren kapsamlı bir giriş yapılmaktadır. Devamında, çalışmanın amacı, kapsamı ve ehemmiyetini ortaya koyan argümanlar sunulacaktır. İkinci bölümde, anayasal kriz nedir ve nasıl kategorize edilir sorularının üzerinde durulacaktır. Üçüncü bölüm Türkiye’de 2007 yılında yapılan referandumu bir kriz-çözücü referandum olarak tasnif edecek ve bu iddiayı gerekçelendirecektir. Takip eden bölümlerde, başkanlık sistemi referandumu, anayasal krizleri derinleştirici referandum olarak kategorize edilecek ve ortaya çıkan sorunlar ele alınacaktır.
Anayasal Kriz Kriz-Çözücü Referandumlar Kriz-Tetikleyici Referandumlar Türk Tipi Başkanlık Sistemi Delegasyoncu Demokrasi
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Hukuk |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 1 Şubat 2022 |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2021 |
Gönderilme Tarihi | 30 Ağustos 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Sayı: 44 |