Bu çalışmanın amacı Türk
üniversite öğrencilerinde sahip olunan erken dönem uyum bozucu şemaların,
evlilik öncesi romantik ilişkileri değerlendirme sürecindeki yordayıcı rolünün
belirlenmesidir. Nicel araştırma olarak yürütülen ve ilişkisel desenin
kullanıldığı bu araştırmanın çalışma grubunu bir romantik ilişki içerisinde
olan ve partneriyle evlenmeyi düşündüğünü veya bu konuda kararsız olduğunu
beyan eden 122 üniversite öğrencisi oluşturmaktadır. Bir romantik ilişkisi olan
ve mevcut partneriyle evlenmeyi düşünmeyen öğrenciler çalışmaya alınmamıştır. Verilerin
toplanmasında Young Şema Ölçeği-Kısa Form-3 Türkçe formu ve Evlilik Öncesi
İlişkileri Değerlendirme Ölçeği kullanılmıştır. Yürütülen t-testi bulguları,
evlilik öncesi romantik ilişkileri değerlendirme boyutlarının cinsiyete göre
farklılaşmadığını, duygusal yoksunluk, başarısızlık, sosyal izolasyon,
bağımlılık ve kusurluluk uyum bozucu şemalarının cinsiyete göre farklılaştığını
göstermiştir. Yapılan çoklu doğrusal regresyon analizi bulguları, duygusal
yoksunluk uyum bozucu şemasının dini değerler değerlendirme boyutunu olumsuz
yönde, duygusal yoksunluk ve kusurluluk uyum bozucu şemalarının iletişim
değerlendirme boyutunu olumsuz yönde, dayanıksızlık uyum bozucu şemasının
arkadaşlar değerlendirme boyutunu olumsuz yönde, kusurluluk uyum bozucu şemasının
aile ilişkileri değerlendirme boyutunu olumsuz yönde, duygusal yoksunluk ve
yetersiz öz-denetim/büyüklenmecilik uyum bozucu şemalarının cinsel uyum
değerlendirme boyutunu duygusal yoksunluk için olumsuz yönde, yetersiz
öz-denetim/büyüklenmecilik için olumlu yönde, kusurluluk ve dayanıksızlık uyum
bozucu şemalarının genel ilişki değerlendirme puanını olumsuz yönde yordadığını
ortaya koymuştur. Bulgular geleneksel cinsiyet rolleri, evliliğe yüklenen
anlamlar ve ilgili alan yazın kapsamında tartışılmıştır.
Erken Dönem Uyum Bozucu Şemalar Evlilik Üniversite Öğrencileri
The purpose of this study
was to determine the predictive role of the early maladaptive schemas on the
pre-marital romantic relationship evaluation process among Turkish university
students. The study group of this research, which was conducted as a
quantitative research and in which correlational design was used, consists of
122 university students who were in a romantic relationship and who declared
that they were willing to marry or were not sure in this regard. Students who were
in a romantic relationship and did not consider marrying their current partner
were not included in the study. The Turkish Young Schema Questionnaire-Short
Form-3 and Premarital Relationship Assessment Scale were used to collect the
data. The results of the t-test analysis indicated that premarital romantic relationship
assessment dimensions did not differ to gender and emotional deprivation,
failure, social isolation/alienation, enmeshment/dependency, and defectiveness
maladaptive schemas differed to gender. The results of the multiple linear
regression analysis revealed that emotional deprivation schema predicted
religious values assessment dimension negatively, emotional deprivation and
defectiveness schemas predicted communication assessment dimension negatively, vulnerability
to harm schema predicted friendships assessment dimension negatively, defectiveness
schema predicted family relationships assessment dimension negatively, emotional
inhibition and insufficient self-control/entitlement schemas predicted sexual
cohesion assessment dimension for emotional inhibition negatively and for
insufficient self-control/entitlement positively, defectiveness and
vulnerability to harm and illness schemas predicted overall premarital
evaluation score negatively. Results were discussed in the light of traditional
gender roles, meanings attributed to marriage and relevant literature.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Psikoloji |
Bölüm | Cilt:3, Sayı:5 Haziran |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 |