İslam-Osmanlı eşya hukukunda mülkiyeti kazanma yollarından biriyle ya da en az iki malın ayrılması mümkün olmayacak bir şekilde birbirine karışması suretiyle meydana gelen müşterek mülkiyet, belli bir mal varlığı üzerinde birden fazla kişinin mülkiyet hakkına sahip olmaları anlamına gelmektedir. Bu kapsamda müşterek olarak bir mala sahip olan pay sahipleri o malın belli bir bölümü üzerinde hisseleri oranında malik olmayıp, pay sahiplerinin mülkiyet hakkı malın tamamı üzerinde kendi hissesi oranındadır. Müşterek mülkiyeti sona erdiren sebepler ise söz konusu malın yok olması, istimlâk edilmesi, cebri satışı ya da malın fiziki yapısının veya menfaatlerinin taksim edilmesidir. Dolayısıyla müşterek mülkiyeti sona erdiren sebeplerden taksimin eşyanın fiziki yapısının paylaştırılması ve bu eşyadan elde edilen menfaatlerin bölüştürülmesi şeklinde ikiye ayrılarak incelenmesi mümkündür. Öte yandan müşterek malın taksim edilebilmesi için bölünebilir olması ve taksim işlemi sırasında pay sahiplerinin mülkiyetinde olması gerekmektedir. Keza usulüne uygun ve adil olarak yapılan taksim işlemi taraflar açısından bağlayıcı nitelikte olup, bundan rücu etmek mümkün değildir. Literatürde her ne kadar İslam-Osmanlı eşya hukukunda müşterek malın paylaştırılması hususunda fazlaca bir çalışma olmasa da ilgi çekici bir kısım çalışma bulunmaktadır. Bununla birlikte bu çalışmalarda konu teorik açıdan İslam hukuku çerçevesinde ele alınıp incelenmiştir. Bu çalışmayı öncekilerden farklı kılan husus ise konuyu İslam hukuku hükümleri çerçevesinde ele alıp incelemenin yanı sıra Osmanlı uygulamasına da yer vermesidir. Bu sebeple çalışmamızda müşterek malın taksimi hususunu bütüncül bir şekilde ele alıp konuya ilişkin İslam hukuku teorisi incelendikten sonra Osmanlı uygulamasından bazı örnekler verilmiştir.
Joint ownership, which occurs in one of the ways of gaining ownership in Islamic-Ottoman property law or by mixing at least two properties in a way that cannot be separated, means that more than one person has the right to property on a certain property. In this context, shareholders who have a jointly owned property do not own a certain portion of that property in proportion to their shares, and the ownership right of the shareholders is in proportion of their shares over the entire property. The reasons that terminate joint ownership are the disappearance, expropriation, forced sale or distribution of the physical structure or interests of the property in question. Therefore, it is possible to examine the division into two as dividing the physical structure of the goods and dividing the interests obtained from this item for reasons that terminate joint ownership. On the other hand, the joint good must be divisible in order to be divided and it must be the property of the shareholders during the distribution process. Likewise, it is not possible to revoke this from the binding procedure for the parties, which is done properly and fairly.
Although there is not much work in the literature regarding the distribution of common property in Islamic-Ottoman property law, there are some interesting studies. However, in these studies, the subject has been handled and analyzed in the framework of Islamic law from a theoretical perspective. What makes this study different from the previous ones is that it includes the Ottoman practice as well as examining the subject within the framework of the provisions of Islamic law. For this reason, in our study, some examples from the Ottoman practice are given after considering the issue of the division of the common property in a holistic manner and examining the Islamic law theory.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Hukuk |
Bölüm | KAMU HUKUKU MAKALELERİ |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Ocak 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Sayı: 1 |