tia kitle ya da avam, demos, fiilen po litik kararlar alma yetkisiyle donatıl dığında ya da demagog demagogues olarak adlandırılan günümüzde “po pülist" denir liderleri yoluyla karar aldıkları varsayıldığında, aristokratik kentlerde başlayan anarşik bir öğeye atfen kullanılan kötüleyici bir terimdi. Fakat Yunanlıların pozitif anlamda si yasette eşitlik değerine atıfta bulunan, en önem lisi modern zam anlarda ço ğunlukla “eşit hak" ya da “kanun önünde eşitlik" olarak çevrilen isono- mia gibi başka sözleri de vardı. Ger çekten de, klasik A tinalıların yarı resmi ideologları olan Sofistler tara fından yaygın bir şekilde kullanılan bu anayasal terim in en iyi çevirisi, “eşit özgürlük" ya da birkaç yıl önce az çok tam manasını belirtm eden önerdiğim Balibar 1994 tek sözcükle equaliberty olacaktır. Her iki sözcük arasında gittikçe yeniden kurduğum aralıksız bir gösterge zinciri vardır. Rom alılar isonomia için kayıtsız bir şekilde aequum ius ya da aequa libertas'ı kullanırlar Cicero, 1976 . Hobbes üzerine önemli bir ki tabı olan filozof ve Avrupa Parlamen tosunun eski Yeşil parti üyesi Alman asıllı “Althusserci" Frieder Otto Wolf, “eşit özgürlüğü" savunan İngiliz dev- riminden Leveller'ların bir broşürünü yorumladı Wolf, 2000 . Adalet Teori sini “eşit özgürlük" fikrine dayandı ran John Rawls gibi çağdaş filozoflara gelene kadar, eşitlik özgürlüğün mut lak bir koşulu olmadığı ve dolayısıyla göreceleştirilebilir ya da eğer tatbiki bireysel ve kamusal özgürlüklere bir tehdit olursa sınırlandırılabilirken; öz gürlüğün eşitliğin bir koşulu olması ve mutlak değere sahip olması anla mında, iki kavram arasında bir “söz- lükbilim sel düzen" oluşması gerekti Rawls 1999 . Elbette bu demokratik ilkenin kendisi adına partizan bir gör üştür. Bu aynı zamanda, yurttaşların görevlerini kendi haklarının ifade siyle karşılaştıran, itaate zorunlu ol dukları yöneticilerini eninde sonunda yurt taşların haklarından sorumlu tutan yurttaş sorunu, gündeme gelir gel mez demokrasi problemini bir başka rejim in sorunu gibi aynı koşullarda değerlendirebilen felsefi geleneğin imkansızlığından da sorumludur
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Bölüm | Miscellaneous |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Temmuz 2011 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2011 Cilt: 3 Sayı: 7 |
YENİ FİKİR ULUSLARARASI AKADEMİK FİKİR ARAŞTIRMA DERGİSİ
Yeni Fikir International Journal of Academic Research and Ideas
www.yenifikirdergisi.com / yenifikirjournal@gmail.com