Bir ülke ekonomisinin temelini oluşturan ve çoğunlukla küçük ve orta büyüklükteki [KOBİ] reel sektör firmaları ile bunların kredi temin ettikleri bankalar arasındaki kredi ilişkileri süreci özellikle 90’lı yıllardan itibaren uluslararası finansal sistemde oluşan entegrasyon neticesinde uluslararası standartlarda hizmet sunulmasını zorunlu kılmaktadır. Bu da özellikle kredilendirme sürecinde kullanılan geleneksel değerlendirme yöntemlerinden uzaklaşarak daha bilimsel, üzerinde uluslararası bir uzlaşma sağlanmış olan yeni kredi derecelendirme yöntemlerinin kullanılmasını gerektirmiştir. 2007 yılından itibaren G-10 ülkelerinde uygulanmaya başlanan BASEL II Sermaye Yeterliliği uzlaşısının diğer ülkelerinde uygulamaya koyması planlanmaktadır.Böylelikle kredi riskinin hesaplanmasında daha objektif , anlaşılabilir ve uygulaması daha basit bir yaklaşım olan standart bankalarımız tarafından uygulanması durumunda bu şartları yerine getiren KOBİ ler para ve sermaye piyasalarından daha düşük maliyetli fon temin edebileceklerdir.Konuya makro açıdan bakıldığında ise riskli yatırımların azalması neticesinde fonların ülke ekonomileri bakımından etkin değerlendirilmesi söz konusu olacaktır
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Haziran 2011 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2011 Cilt: 18 Sayı: 2 |