When literature and history come side by side, they often bring about a sharp distinction. According to the common perception, literature is based on fiction and history is based on reality; therefore, in this equation, the artist/author is paired with subjectivity and the historian is paired with objectivity. However, since the 1980s, some critics, led by Stephen Greenblatt, have argued that the distance between literature and history is not as far as thought, and that there are even various intimacies between these two genres. As a result of these arguments, a theory called New Historicism is born. According to this theory, history and power have been in close contact for centuries, and because of this contact, it is impossible for historians to be completely objective. In this case, the scientificness claim of history naturally becomes suspicious. What is in vogue now is its textuality and fictionality. All these discussions spread to literary texts over time. Nazan Bekiroğlu’s novel İsimle Ateş Arasında stands out among its contemporaries in this sense. The novel does not attempt to establish its plot directly under the guidance of information from official history; instead -similar to the theory of New Historicism- it suggests approaching given information with skepticism. It invites the reader to rethink history through a fictional window, reminding the close friendship of history with power, the inevitable subjectivity of the historian, and the fictionality inherent in history. Based on this, an interdisciplinary attitude has been adopted in this study and it is aimed to shed light on the various relations between literature and history through the mentioned novel.
Edebiyat ile tarih yan yana geldiklerinde genellikle keskin bir ayrımı da beraberinde getirirler. Yaygın algıya göre edebiyat kurmacaya, tarih ise gerçekliğe dayanır; dolayısıyla bu denklemde sanatçı/yazar öznellikle, tarihçi de nesnellikle eşlenir. Ancak 1980’lerden itibaren Stephen Greenblatt önderliğindeki bazı eleştirmenler, edebiyat ile tarih arasındaki mesafenin sanıldığı kadar uzak olmadığını, hatta bu iki tür arasında muhtelif akrabalıklar bulunduğunu savunurlar. Söz konusu savlar neticesinde Yeni Tarihselcilik (New Historicism) adı verilen bir kuram doğar. Bu kuramın savunucularına göre, tarih ile iktidar yüzyıllardır yakın temas hâlindedir ve bu temas nedeniyle tarihçilerin bütünüyle nesnel olmalarına imkân yoktur. Bu durumda tarihin bilimsellik iddiası da doğal olarak şüpheli hâle gelir. Artık revaçta olan onun metinselliği ve kurgusallığıdır. Bütün bu tartışmalar zamanla edebî metinlere de sirayet eder. Nazan Bekiroğlu’nun İsimle Ateş Arasında romanı, bu anlamda çağdaşları arasında öne çıkar. Roman, olay örgüsünü doğrudan resmî tarihteki bilgilerin rehberliğinde kurmaya yanaşmaz; bunun yerine -Yeni Tarihselcilik kuramıyla benzer şekilde- verili bilgilere şüpheyle yaklaşmaktan yanadır. Tarihin iktidarla kurduğu yakın dostluğu, tarihçinin kaçınılmaz öznelliğini, tarihe içkin vaziyetteki kurgusallığı hatırlatarak okuru kurgusal bir pencereden tarih üzerinde yeniden düşünmeye davet eder. Buradan hareketle bu çalışmada disiplinler arası bir tavır benimsenmiş ve edebiyat ile tarih arasındaki türlü münasebetlere söz konusu roman üzerinden ışık tutmak amaçlanmıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Türkiye Sahası Yeni Türk Edebiyatı |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Haziran 2024 |
Gönderilme Tarihi | 19 Mart 2024 |
Kabul Tarihi | 1 Mayıs 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 |