Ömer Seyfettin, büyük ediplerin birçoğunda vaki olan bir talihle, yaşadığı yıllarda yalnız belli başlı eserleriyle tanınır ve bilinirken kimi eserlerinin keşfi için ise uzun yıllar beklemek zorunda kalmıştır. Balkanlar'ın en kanlı senelerine açılan "Primo Türk Çocuğu" adlı hikaye de, yayımlanışından neredeyse bir asır sonra, ancak günümüzde, çeşitli incelemelerin odağı olabilmiştir. Ne var ki, eseri incelenmeye değer bulan araştırmacıların pek çoğunun Türk edebiyatı alam dışından oluşu, dahası "taraf"lı bakış açısını eserin incelenmesi noktasında dahi özenle koruması, söz konusu hikayenin kimi haksızlıklara uğramasına da yol açmıştır. İşte bu makalede, -metne politik yaklaşımlar yerine-, hikayenin anlatıbilimsel bir incelemesi hedeflenecek, böylelikle "metindeki ana fikrin ne olduğu" daha tarafsız bir noktadan anlaşılmaya çalışılacaktır. Bu çaba, eseri eleştirenlere, doğrudan bir cevap niteliği de taşımaktadır.
Konular | Sanat ve Edebiyat |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2010 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2010 Sayı: 3 |