Kültürel varlıklar, hem geçmişle kurulan bağın korunması hem de gelecek nesillere aktarım borcu bakımından önem arz etmektedir. Bu nedenle silahlı çatışmalar sırasında kültürel varlıkların korunmasına ilişkin düzenlemelere savaş hukuku ve insancıl hukuk belgeleri içerisinde yer verilmiştir. Bu hususa ilişkin çabalar 18. yy’a dayansa da ancak 1954 tarihli Lahey Silahlı Çatışmalar Esnasında Kültürel Varlıkların Korunması Sözleşmesi ile özel olarak bir bağlayıcı bir düzenlemeye ulaşılmıştır. Uluslararası hukuk alanındaki gelişmeler neticesinde uluslararası ceza mahkemelerinin statülerinde de kültürel varlıklara kasten saldırı eylemi savaş suçu olarak kabul edilmiş; bu konuda yargılamalar yapılmıştır.
2016 yılında Uluslararası Ceza Mahkemesi, Ahmad Al Faqi Al Mahdi davasında silahlı çatışmalar sırasında kültürel varlıklara verilen zararlardan dolayı mahkumiyete hükmetmiştir. Karar, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin ilk kez kültürel varlıklarla ilgili özel olarak yargılama yapması ve Roma Sözleşmesi md 8 (2) (e) (iv)’nin uygulama biçimini göstermesi bakımından önemlidir. Kararı önemli kılan diğer husus ise hükmedilen maddi tazminat cezasının mağdurlar için kurulan Güven Fonu aracılığıyla ödenerek mağduriyeti giderme çabasıdır. Çalışmada öncelikle kültürel varlıkların korunması hususunun tarihi gelişimi ve uluslararası düzenlemeler incelenecektir. Daha sonra ise Nürnberg, Eski Yugoslavya ve Uluslararası Ceza Mahkemesinin kararlarına yer verilecektir.
Kültürel varlıklar UNESCO Uluslararası Ceza Mahkemesi Al-Mahdi Davası Onarıcı Adalet
Cultural heritages are important both in terms of preserving the bond established with the past and the debt of transmission to future generations. For this reason, regulations regarding the protection of cultural heritage during armed conflicts are included in the laws of war and humanitarian law. Although the efforts on this issue date back to the 18th century, a special binding arrangement has been reached with the Convention for the Protection of Cultural Property in the Event of Armed Conflict. As a result of the developments in the field of international law, the act of willful attack on cultural heritages was accepted as a war crime in the statutes of international criminal courts and judgment has been made in this regard.
In 2016, the International Criminal Court ruled in the case of Ahmad Al Faqi al Mahdi for damages to cultural assets during armed conflicts. The decision is important in that the International Criminal Court for the first time conducts a special trial on cultural assets and demonstrates the way the Rome Convention article 8 (2) (e) (iv) applies. Another important aspect of the decision is the effort to eliminate victimization by paying the financial compensation penalty imposed through the Trust Fund established for victims. In the study, first of all, the historical development of the protection of cultural heritages and international regulations will be examined. Then, the decisions of Nuremberg, the former Yugoslavia and the International Criminal Tribunal will be given.
Cultural heritage UNESCO International Criminal Court Al Mahdi Case Restorative Justice
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Hukuk |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Mart 2022 |
Gönderilme Tarihi | 10 Eylül 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 19 Sayı: 1 |