The priority of EU Law over national law, as a requirement of the character of EU Law, is confirmed both in the case-law of the EU Court and in the Declaration No. 17 annexed to the Lisbon Convention, with the decisions of the Federal German Constitutional Court in the context of ultra-vires jurisdiction control regarding the constitutional identity of the issue. appears to have come to the fore again. The national perspective on ultra-vires control has the potential to inevitably lead to the disintegration of the Law of the Union. From the EU perspective, such a fragmentation is intolerable. Constitutional court decisions that conclude that EU action is ultra-vires are likely to lead to infringement lawsuits against the relevant member state. To prevent the risk of fragmentation of the Union Law, but the Union's acts should be audited exclusively by the EU Court, not on the basis of national measures, but on the basis of EU agreements. All EU member states have an obligation to respect the integrative character of EU Law as common law, unless a change is made to the EU treaty. The article also sheds light on the decisions of the EU Court and the Italian and Federal German Constitutional Courts related to the conflicts arising between EU Law and national identity in the context of national fundamental rights and national identity.
Constitutional identity national identity fundamental principles of constitution ultra vires doctrine Taricco I and Taricco II Judgments of ECJ
AB Hukuku’nun ulusal hukuka önceliği AB Hukuku’nun karakterinin bir gerekliliği olarak gerek AB Divanı içtihatlarında gerekse Lizbon Sözleşmesi’ne ek 17 No’lu Bildiride teyit edilmekle beraber konunun
anayasal kimliğe ilişkin olarak ultra-vires yetki denetimi bağlamında Federal Alman Anayasa Mahkemesi kararları ile yeniden gündeme geldiği görülmektedir. Ultra-vires denetimde ulusal bakış açısı kaçınılmaz olarak Birlik Hukuku’nun parçalanmasına yol açma potansiyeline sahiptir. AB bakış açısıyla böyle bir parçalanma göz ardı mümkün olmayan birdurumdur. AB tasarrufunun ultra-vires olduğu sonucuna varan anayasa mahkemesi kararlarının ilgili üye devlet aleyhine ihlâl davası açılmasına yol açma olasılığı yüksektir. Birlik Hukukunun parçalanma riskini önlemek ancak Birlik tasarruflarının ulusal ölçüler esas alınarak değil, AB anlaşmaları dayanağında münhasıran AB Divanı tarafından denetlenmesi gerekmektedir. AB anlaşmasında bir değişiklik yapılmadığı sürece tüm AB üyesi devletlerin AB Hukuku’nun ortak hukuk olarak entegre (bütünleştirici) edici karakterine saygı gösterme yükümlülüğü bulunmaktadır. Makalede ulusal temel haklar ve ulusal kimlik bağlamında AB Hukuku ve ulusal kimlik arasında doğan çatışmalarla bağlantılı AB Divanı ve İtalyan ve Federal Alman Anayasa Mahkemesi’nin kararlarına da ışık tutulmaktadır.
Anayasal kimlik ulusal kimlik anayasanın temel prensipleri ultra-vires doktrini AB Adalet Divanı’nın Taricco I ve Taricco II kararları
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Hukuk (Diğer) |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Ekim 2023 |
Gönderilme Tarihi | 18 Ocak 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 20 Sayı: 2 |