Geleneksel olarak yükseköğretim, neredeyse tüm ülkelerde yoğun bir şekilde devlet tarafından desteklenir. Bu durum, eğitimin kendi içinde bir yaşam kalitesi ölçüsü olmasının yanı sıra kamu malı (ve yükseköğretim bakımından kamu malına yakın bir şekilde), değer malları, insan gelişimi için sosyal bir yatırım ve eşitliğin temel bir amacı olarak dış etkiler üretme kapasitesi şeklinde tanınmasıyla gerekçelenmektedir. Gelişmekte olan ve gelişmiş ülkelerin çoğunda neo-liberal ekonomik reformların ortaya çıkışı, yükseköğretime ayrılan kamusal bütçelerin daralmasına yol açmıştır. Yükseköğretimin finansmanındaki son eğilimler, yükseköğretimin rolü üzerindeki algıları değiştirmeyle ilişkilendirilmekte, bunun sonucu olarak, üniversitelerin oluşturulması ve ayakta tutulması sürecinde ticari modeller benimsenmektedir. Örneğin özel üniversiteler, ticari üniversiteler, kurumsal üniversiteler ve girişimci üniversiteler gündem konusu haline gelmektedir. Kamu malı, değer malı, sosyal yatırım ve insan hakları olarak yükseköğretim gibi sıralanabilecek yükseköğretimin çeşitli temel karakteristik özellikleri tehdit altındadır. Son kanıtlar göstermektedir ki birçok üniversite, maliyet kurtarma önlemleri denemekte, öğrenci ücretleri ve diğer sivil kaynaklardan kaynak yaratmaktadır. Sağlam politikalar oluşturmak için, yükseköğretimdeki bu maliyet kurtarma önlemlerinin nicelik, kalite ve eşitlik üzerine etkilerinin incelenmesi gerekmektedir. Bu makale, yükseköğretimin kamusal finansmanı lehinde ve aleyhinde ileri sürülen ve yükseköğretimin finansmanının devlet için ne kadar önemli olduğunu tekrar ifade eden argümanların bazılarına hızlı bir bakış sunmaktadır. Makalede eğitime yönelik kamu desteğinde ciddi bir azalmanın uygun ve (uygun olsa dahi) arzulanabilir olmadığı vurgulanmaktadır.
Kamu malı maliyet kurtarma neo-liberal politikalar öğrenci kredileri refah devleti ücretler.
Conventionally, higher education is heavily subsidised by the state in almost all countries. This has been justified by the recognition of education as capable of producing externalities, as a public good (and as a quasi-public good in case of higher education), as a merit good, as a social investment for human development, and as a major instrument of equity, besides as a measure of quality of life in itself. The launching of neo-liberal economic reforms in most developing and developed countries of the world has led to shrinking the pubic budgets for higher education. Recent trends in funding higher education are associated with changing perceptions on the role of higher education. As a result, business models are adopted in setting and running universities. Private universities, commercial universities, corporate universities and entrepreneurial universities are becoming the order of the day. The several basic characteristic features of higher education, such as higher education as a public good, merit good, social investment, and as a human right are under attack. Recent evidence shows that many universities are experimenting with cost recovery measures, generating resources from student fees, and other non-governmental sources. The effects of these cost recovery measures on the quantity, quality and equity in higher education need to be examined for sound policy making. The paper presents a quick review of some of these arguments being made in favor of and against public financing of higher education and restated how important it is for the state to finance higher education. It is argued that significant reduction in public subsidies to education is neither feasible, nor desirable, even if feasible.
Cost-recovery fees neo-liberal policies public good student loans welfare state.
Diğer ID | JA74NZ83ZY |
---|---|
Bölüm | Ampirik Araştırma |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Nisan 2012 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2012 Cilt: 2 Sayı: 1 |
Yükseköğretim Dergisi, bünyesinde yayınlanan yazıların fikirlerine resmen katılmaz, basılı ve çevrimiçi sürümlerinde yayınladığı hiçbir ürün veya servis reklamı için güvence vermez. Yayınlanan yazıların bilimsel ve yasal sorumlulukları yazarlarına aittir. Yazılarla birlikte gönderilen resim, şekil, tablo vb. unsurların özgün olması ya da daha önce yayınlanmış iseler derginin hem basılı hem de elektronik sürümünde yayınlanabilmesi için telif hakkı sahibinin yazılı onayının bulunması gerekir. Yazarlar yazılarının bütün yayın haklarını derginin yayıncısı Türkiye Bilimler Akademisi'ne (TÜBA) devrettiklerini kabul ederler. Yayınlanan içeriğin (yazı ve görsel unsurlar) telif hakları dergiye ait olur. Dergide yayınlanması uygun görülen yazılar için telif ya da başka adlar altında hiçbir ücret ödenmez ve baskı masrafı alınmaz; ancak ayrı baskı talepleri ücret karşılığı yerine getirilir.
TÜBA, yazarlardan devraldığı ve derginin çevrimiçi (online) sürümünde yayımladığı içerikle ilgili telif haklarından, bilimsel içeriğe evrensel açık erişimin (open access) desteklenmesi ve geliştirilmesine katkıda bulunmak amacıyla, bilinen standartlarda kaynak olarak gösterilmesi koşuluyla, ticari kullanım amacı ve içerik değişikliği dışında kalan tüm kullanım (çevrimiçi bağlantı verme, kopyalama, baskı alma, herhangi bir fiziksel ortamda çoğaltma ve dağıtma vb.) haklarını (ilgili içerikte tersi belirtilmediği sürece) Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivs 4.0 Unported (CC BY-NC-ND4.0) Lisansı aracılığıyla bedelsiz kullanıma sunmaktadır. İçeriğin ticari amaçlı kullanımı için TÜBA'dan yazılı izin alınması gereklidir.