Yabancı sermayenin Türkiye’deki geçmişi Osmanlı Devleti Dönemi’ne kadar dayanmaktadır. Her ne kadar Kapitülasyonlar, 1838 Baltalimanı anlaşmasının yol açtığı gümrük tarifeleri gibi nedenlerden dolayı Osmanlı Devleti yabancı sermaye ve yatırımlara uzak olmasa da, doğrudan yabancı sermaye girdisi, gerçek manada 19. Yy’ın ortalarında başlamıştır. Osmanlı Dönemi’nde ekonomiyi zararlı ve bağımlı hale getiren bu sermayelerden, Cumhuriyet Dönemi’nde kurtulmaya çalışılmıştır. Lozan Antlaşması’na göre 1929 yılına kadar gümrüklerde istediği muameleyi yapamayan Türkiye, yine söz konusu yıla kadar liberal ekonomik politikasından uzaklaşmayı başaramamıştır. Fakat 1929 yılından itibaren devletçilik resmi olarak kabul edilmese de korumacı bir politikası izlenmeye başlanmış, birçok yabancı şirket millileştirilmiş ve yerli sermaye ile üretime önem verilmiştir. Bunun yanı sıra söz konusu dönem boyunca yabancı sermaye yatırımları azalsa da bitmemiş, hatta bazı yıllar önceki yıllara göre yükseliş göstermiştir. Geneli itibari ile her ne kadar devletçi politika uygulansa da yabancı şirketler ve kişilere sanayi, tarım ve maden sektörlerinde imtiyazlar verilmeye devam edilmiştir. Dönemin yabancı sermayeye destekçilerinin düşüncelerinde de görüleceği üzere bu imtiyazlar Osmanlı Dönemi’nde verilenlerden farklıdır. Bu imtiyazlar verilirken ana kıstas ülke ekonomisine zarar verici ve bağımlı hale getirici değil, yararlı olmalarıdır. Böylece ele alınan 1929-1938 yılları arası dönemde bu şartlarda Türkiye’de birçok yabancı sermaye yatırımı meydana gelmiştir. Bu çalışmanın konusu da bu yatırımlar olmuştur. Örneklerle bu dönemdeki yabancı sermaye incelenmeye çalışılmıştır.
Devletçilik Yabancı Sermaye imtiyaz Osmanlı Bankası Lozan Antlaşması
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Temmuz 2019 Sayısı Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 17 Temmuz 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 4 |