Amaç: Açıklanamayan primer ve sekonder infertil olan kadınlarda servikal kanal ve uterin kaviteyi ofis histereskopi (H/S) ile
değerlendirerek bu hastalardaki
intrauterin anormal bulgu sıklığını
belirlemektir.
Gereç ve
yöntem: Bu çalışma Harran
Ünüversitesi Üremeye Yardımcı
Tedavi Merkezimize Aralık 2016 ve
Ekim 2017 tarihleri arasında başvuran açıklanamayan infertilitesi olan ve daha önce
ofis histeroskopyi yapılmamış toplam
102 primer ve sekonder infertil hastanın
dahil edildiği retrospektif bir çalışmadır. Hastaların yaş,infertilite tipi, infertilite
süresi ,vücut kitle indexi (VKİ) komplikasyon ve histereskopik bulguları hasta
dosyalarından kaydedildi. Hastalar
20-30, 31-35, 36-40 yaş infertil
kadınlar şeklinde 3 gruba ayrıldı. 20 -30
yaş grubu genç yaş, diğer yaş gruplarını ileri yaş grubu olarak kabul edildi.
İnfertilite türüne ve yaşa göre en sık anormal histereskopik bulgular saptandı. Ofis histereskopi işlemi
deneyimli 3 hekim tarafından gerçekleştirildi.
Bulgular: Ofis histereskopi yapılan hastaların 81.37% (83/102) primer infertil, 18.63%
(19/102) ü sekonder infertil idi. Açıklanamayan infertilitesi olan kadınlarda 38.2% anormal
histereskopik bulgu saptandı. H/S
yapılan primer inferil hastaların 60.24% ü(49/82) sekonder inferil hastaların ise 73.68% inde (14/19)
herhangi bir histereskopik patolojik bulguya rastlanmadı. Endometrial polip her
iki grupta ensık (9.8%( 10/102)) izlenen
anormal histereskopik bulgu idi. Uterin septum ise ikinci sıklıkta (8.8%
(9/102)) görülen anormal bulgu idi.
İleri yaş kadınlarda endometrial polıp ve septum, genç
yaş grupta endometrial polip ve inflamasyon ağırlıklı olarak izlendi.
Sonuç: Nedeni bilinmeyen infertilite endikasyonu
ile histereskopi yapılan
hastalarda, yüksek oranda uterin
anormallik olduğu tespit edildi. Bu
uterin patolojiler uygulanacak
infertilite tedavilerinin başarısını düşürebileceğinden bu patolojilerin tanısı
önemlidir. Ofis histereskopi hastanın
kolay tolere etmesi ve hasta için minimal risk taşımasından dolayı bu
hastalarda ideal ilk basamak tanı işlemi olarak kabul edilebilir.
Objective: Cervical canal and uterine cavity are
evulated by office hysteroscopy (H/S) to determine the
intrauterine abnormal findings in
unexplained primary and secondary infertile women .
Material and
method: This study is a retrospective study that included 102 primary
and secondary infertile patients with unexplained infertility and who had not
previously had office hysteroscopy , applied to infertility and IVF clinic of
Harran University Training and
Research Hospital between December 2016 and October 2017. Patients' age, infertility
type, duration of infertility, body mass index (BMI), complications and
hysteroscopic findings were recorded from patient files. Patients were divided
into 3 groups of 20-30, 31-35, 36-40 years infertile women. Infertile
women between 20 and 30 years of age were accepted as younger age group and
other ages were accepted as elder groups. Office
hysteroscopy was performed by 3 experienced physicians.
Results: 81.37% (83/102) of patients were primary infertile and 18.63%
(19/102) were secondary infertile. In women with unexplained infertility,
abnormal hysteroscopic findings were found in 38.2%. 60.24% (49/82) of the primary infertile patients and 73.68% (14/19) of the secondary
inferitile patients who underwent hysteroscopy did not have any uterine pathological findings. Endometrial
polyp was most common abnormal hysteroscopic finding in both groups (9.8%
(10/102)). Uterine septum was the second most common finding (8.8% (9/102)). The incidence
of endothelial polyp and septum were high
in advanced age women, and
incidence of endometrial polyp and inflammation were high in young age
group.
Conclusion: In unexplained infertile patients who underwent histeroscopy , high proportion of
uterin abnormalitıes were detected.
These abnormalities may impair the success of future ınfertility treatment
cycles so diagnosis of these pathologies
ıs very important. Office hysteroscopy can be regarded as the ideal
first-line diagnostic procedure in these patients due to easy tolerating of the
patient and minimal risk for the patient.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sağlık Kurumları Yönetimi |
Bölüm | Orjinal Araştırma |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 4 Nisan 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 |