Introduction:
Congenital hearing loss is found to be the most common congenital defect among
newborns. After birth, newborn hearing screening program aims to detect
congenital hearing loss as early as possible.
The aim of this study was to evaluate and present our hospital’s newborn
hearing screening program results including 8451 babies for a period of four
years.
Methods:
Babies who were born in our hospital’s Obstetric Department between January
2013 and December 2016 and babies who were referred from other regional
hospitals due to presence of a risk factor for hearing loss were included in
the study. During working hours, babies were initially screened with TOAE test
performed by an audiometrist before hospital discharge. Babies who failed TOAE
test for 2 times and babies with risk factors or the ones referred from other
hospitals were all evaluated by TABR as a secondary level screening. The
results of the screening program and the records of the babies were
evaluated.
Results:
A total of 8451 newborns were screened for congenital hearing loss during 4
years period. With first level screening, 4986 babies were evaluated with TOAE.
Four thousand and seven babies with risk factors and the ones who were referred
because of failure of TOAE for 2 times,were tested with TABR. Of the 4968
babies who were screened with TOAE, 4134(83,2%) passed the test. Of the 834
(16,7%) babies who were called for the second TOAE test, 524 (10,5%) passed the
test, whereas 310 (6,2%) did not comefor a control test. Only 3652 (91,1%)
babies passed the TABR test, whereas 355 (8,8%) were called for a second TABR
test. Hundred and ten (2,7%) babies were not brought for control testing. Of
the 245 (6,1%) babies who were brought for second TABR test, 98 (2,4%) of them
were referred for tertiary level evaluation. Nineteen babies (0,22%) were found
to have congenital hearing loss.
Conclusion:
With congenital hearing screening, the aim is to test every newborn in order to
detect congenital hearing loss as early as possible after birth. Early
identification and rehabilitation of the babies with congenital hearing loss
will give an opportunity for optimum social, emotional and linguistic
development.
Amaç:
Konjenital işitme kaybı, yenidoğan bebeklerde görülen en yaygın doğumsal bozukluktur.
Yenidoğanlarda işitme taraması, işitme kaybı olan bebeklerin mümkün olduğunca
erken tanı almasını amaçlar. Bu çalışmamızda hastanemizde dört yıllık sürede, 8451
yenidoğan bebeğe yapılan işitme taraması sonuçlarının değerlendirilmesi ve
sunulması amaçlanmıştır.
Gereç
ve Yöntemler: Çalışmamıza, 1 Ocak 2013–31 Aralık 2016 tarihleri arasında hastanemizde
doğan ve risk faktörü olup başka hastaneden işitme taraması için sevk edilmiş bebekler
alındı. Testler bebek taburcu olmadan odyometrist tarafından otoakustik emisyon
(TOAE, transient evoked autoacoustic emissions) yöntemi ile yapıldı. İkinci
basamakta; iki kere TOAE testini geçemeyen veya risk faktörü olan veya risk
faktörü olduğu için başka hastaneden sevk edilen bebeklere TABR yapıldı. İşitme
taraması yapılan bebeklerin kayıtları ve sonuçlar değerlendirildi.
Bulgular:
Dört yıllık sürede 8451 bebeğe işitme taraması yapılmıştır. Bunların 4968’ine
birinci basamak işitme testi uygulanırken, risk faktörleri nedeniyle veya dış
merkezlerden 2 kez TOAE testinden kaldığı için gönderilen 4007 bebeğe TABR
yapıldı. TOAE testi uygulanan 4968 bebekten 4134’ü (%83,2) birinci basamakta
geçti. İkinci test için çağrılan 834 (%16,7) bebekten kontrole gelen 524 (%10,5)
bebeğin tamamı testi geçti, 310 (%6,2) bebek ise kontrole gelmedi. TABR testi
uygulanan 4007 bebekten 3652’si (%91,1) testi geçerken, 355’i (%8,8) ikinci TABR
testi için çağrıldı. Yüz on (%2,7) bebek kontrole gelmezken, kontrole gelen 245
(%6,1) bebekten 98 (%2,4) bebek üçüncü basamakta değerlendirilmek üzere sevk
edildi. Kesin işitme kaybı olan 19 (%0,22) bebek tespit edildi.
Sonuıç:
İşitme taraması ile tüm yenidoğanların değerlendirilmesi, işitme kaybı olan
bebeklerin mümkün olduğunca erken tanı alması amaçlanmaktadır. İşitme kaybı
olan bebeklerin erken tanı ve rehabilitasyonu ile yaşlarına uygun sosyal,
duygusal ve dil gelişimini sağlamak mümkün olacaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sağlık Kurumları Yönetimi |
Bölüm | Orjinal Araştırma |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 14 Mart 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 |