Giriş: Çocuklukta geçirilen idrar yolu enfeksiyonu (İYE), erişkin çağda
böbrek yetmezliğinin en önemli sebeplerinden biridir. Zamanında
tanınıp, uygun tedavi edilen enfeksiyon, renal hasar riskini azaltabilir. Çalışmamızda hastanemizde İYE tanısıyla tedavi
edilen yenidoğanları retrospektif olarak değerlendirmeyi, tanı ve tedavi
konusundaki verilerimizi klinik pratiğimizde yardımcı ve yol gösterici olarak
kullanmayı amaçladık.
Gereç ve Yöntem:
Bu araştırmaya, Ocak 2009- Ekim 2012 tarihleri arasında Zeynep Kamil Kadın ve
Çocuk Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yenidoğan Yoğun Bakım-2
Ünitesi’ne, idrar yolu enfeksiyonu tanısıyla yatırılan ya da yatırıldıktan
sonra idrar yolu enfeksiyonu tanısı alan 137 yenidoğan hasta dâhil edildi. Tüm
hastaların demografik özellikleri, fizik muayene bulguları, laboratuvar
değerleri ve tedavi yöntemleri değerlendirildi.
Bulgular: Çalışmamızdaki
137 hastanın %78,8’i erkek, %21,2’si kızdı. Hastaların başvuru semptomları
sırasıyla; uzamış sarılık
(%38,7), ateş (%28,5), emmeme (%28,5), kusma (%13,1), huzursuzluk (%10,2),
dehidratasyon (%10,2), letarji (%6,6), kilo alamama (%4,4), idrar yaparken ağlama
(%2,9), konvülziyon (%1,5), ishal (%1,5) ve batın distansiyonu (%0,7) idi. İdrar
kültüründe üreyen en sık patojenler; E.coli
(%54), Klebsiella spp. (%10,2), Enterobakteriacea spp (%9,5) ve ESBL(+) E.coli (%7,3) idi. En çok direnç
geliştirilen antibiyotik ampisilindi. Ampisiline en fazla direnç gösteren
patojen E.coli (%76,3)’ydi.
Sonuç:
İdrar yolu enfeksiyonu, özellikle yenidoğan ve süt çocuklarında atlanmaması
gereken ve ciddi sonuçları olan bir enfeksiyondur. Oluşabilecek
komplikasyonların önüne geçilmesi, antibiyotik seçimi, uzun süreli izlem ve
görüntüleme yöntemlerinin yönetimine bağlıdır.
İntroduction: Childhood
urinary tract infection (UTI) is one of the most important causes of renal failure
in adult age. Fast and correct recognition and appropriate treatment of urinary
tract infections during neonatal
period may reduce the risk of renal
damage.
In
our study; we aimed to evaluate newborns
with UTI who were hospitalized in our neonatal ward retrospectively, and to use
our findings in our clinical and treatment practice
Material and methods: we enrolled
137 neonates who were
hospitalized with the diagnosis of UTI or diagnosed as UTI after
hospitalization in Zeynep Kamil Gynecologic and Pediatric Training and Research
Hospital NICU-2 between January 2009 - October 2012. All patients’ demographic
characteristics, physical examination findings, laboratory values, and
treatment were evaluated retrospectively.
Results: Of
the 137 neonates included to the study 78,8 % were male and 21,2 % female. Presenting symptoms of patients was
prolonged jaundice (38,7 %),
fever (28,5 %), poor sucking (15,3 %), vomiting (13,1 %), restlessness (10,2
%), dehydration (10,2 %), lethargy (6,6 %), weight loss (4,4 %), crying during
the voiding (2,9 %), convulsion (1,5 %), diarrhea (1,5 %), abdominal distantion
(0,7 %)
respectively. Most
frequent pathogens cultured in urine was E.
coli (54%), Klebsiella spp.
(10.2%), Enterobacteriacea (9,5%),
ESBL (+) E. coli (7,3%) respectively.
The most common antibiotic resistance was to ampicilline. The most resistant
pathogene to ampisiline was E.coli.
Conclusion;
Urinary tract infection is an infectious disease that should not be missed in
newborns and infants and has serious consequences. Prevention of complications
that may occur depends on the management of antibiotic selection, long-term
follow-up and imaging methods.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sağlık Kurumları Yönetimi |
Bölüm | Orjinal Araştırma |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 14 Mart 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 50 Sayı: 1 |